Tür: Aşk, Korku, Mizah, Paranormal
Goodreads Puanı: 3,31 (136.384 oy)
Orijinal Adı: Pride and Prejudice and Zombies
Seri: Pride and Prejudice and Zombies, #1
Yayınevi: Domingo Yayınevi
Çeviri: Dost Körpe
Basım Yılı: 2016 (3. baskı)
Sayfa Sayısı: 308
"Şu evrensel olarak kabul edilen bir gerçektir ki, beyin sahibi bir zombi daima daha çok beyne ihtiyaç duyacaktır."Sessiz sakin İngiliz köyü Meryton tuhaf bir salgının pençesinde... ölüler diriliyor! Elizabeth Bennet zombi tehdidini ortadan kaldırmakta kararlı ama kibirli ve bir o kadar da çekici Bay Darcy'nin gelişiyle dikkati kısa sürede dağılacak. İki taze aşık arasındaki eğlenceli ve "nispeten uygarca" geçen duygusal çatışmaları, zombilerle yaşanan ve pek de duygusal bir yanı olmayan kanlı çatışmalar takip edecek.Romantizm, kalp kırıklıkları, kılıç darbeleri, yamyamlık ve binlerce çürüyen cesetle dolu Aşk ve Gurur ve Zombiler, tüm zamanların en büyük başyapıtlarından birini yutkunmadan okuyacağınız bir kitaba dönüştürüyor."Asıl mesele şu: Bay Darcy'ye hastalık bulaşırsa, Elizabeth onun kellesini zamanında uçuracak kadar cesur olabilecek mi?"
Aşk ve Gurur ve Zombiler'i yıllar önce kitap fuarından almıştım. Aldığım sırada Gurur ve Önyargı'yı okumamıştım henüz. Ancak kitabın konusu ilgimi bayağı çekmişti. Kitabı geçtiğimiz aylarda, Lanetli Maraton kapsamında okuma imkanı buldum. Beni fazlasıyla eğlendiren, sayfaları birbiri ardına çevirdiğim bir okuma oldu.
Kitabın kurgusu hiç de beklediğim gibi değildi. Bu ister kitap, ister dizi veya film olsun, zombilerin bulunduğu pek çok eseri tükettiğimi söyleyebilirim. Zombilerin varlığının insanlar üstündeki etkilerini farklı eserlerde, farklı şekillerde gördüm. Hepsinde de hükümetlerin düştüğü, medeniyetin yok olduğu, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak ve hayatta kalmaya çalışmakla uğraştığı senaryolar mevcut. Aşk ve Gurur ve Zombiler'de ise durum biraz farklı. Dönemin âdâb-ı muaşeret kurallarının geçerliliğini koruduğu, insanların bu yeni duruma hızla uyum sağladığı, çeşitli tedbirlerle önceki hayat tarzının devam ettirilmeye çalışıldığı fakat yaşayan ölülerden dolayı şiddetin normalleştiği ve kadınların da savaşçı olabildiği bir dünya kurgulanmış. Gurur ve Önyargı'nın ait olduğu döneme zombilerin dahil edilişiyle tuhaf, ancak bir o kadar da eşsiz bir eser meydana gelmiş.
Aynı şekilde, anlatımın da böyle olacağını düşünmemiştim. Gurur ve Önyargı'nın ciddi, aklı başında ve uygun çıkarımlar yapan yani Elizabeth Bennet'ı yansıtan bir anlatıcısı vardı. Aşk ve Gurur ve Zombiler'deki anlatıcıda ise bu eşleşme bulunmamakla birlikte; kurgunun garipliğine yakışan, kaotik ve nükteli yönleri öne çıkan bir anlatım hakim bu kitapta. Bu yönüyle kitabın biraz da kara mizaha kaydığını söyleyebilirim.
Kurgu ve anlatımdan, Aşk ve Gurur ve Zombiler'in özgün bir eser olduğu çıkarımı rahatlıkla yapılabilir bence. Grahame-Smith her ne kadar kendi kitabında Austen'ın kurgusunu işlemiş olsa da bu kurguya kattığı unsurlar ve bu unsurların kurguya yediriliş biçimleriyle ortaya yeni bir ürün çıkarmış oluyor. Öyle ki, bazı diyalogların ve betimlemelerin Gurur ve Önyargı'dan birebir alındığı bariz. Olay örgüsünün de Gurur ve Önyargı'nın izinden gittiği görülüyor. Ancak zombi teması, tüm bunların yeniden şekillendirilmesini gerektiriyor ki bu durum, yazarın orijinal kitaba bağlı kalarak bir şeyler üretmesi, kolay olmasa gerek... İşte, bu noktada Grahame-Smith yaratıcılığını ve üslubunu konuşturuyor.
Çeviri konusunda tarafsızım, diyebilirim. Dost Körpe, orijinal metindeki o karmaşık ve uzun cümleleri bağlaçlar kullanarak korumayı başarmış. Hatta bazı cümleleri ögelerin yerini değiştirmeden, birebir olarak çevirmiş. Bu devrik cümlelerle, metne biraz daha ağdalı bir görünüm kazandırarak kitabın 21. yüzyıldan önce yazıldığı izlenimini vermeye çalışmış ve başarılı da olmuş. Fakat bu, aynı zamanda akıcılığı bozan bir durum. Cümleler alışılmadık yapılarda ve satırlarca uzunlukta olunca, cümlenin başını unutup birkaç satır öncesine dönmek gerekebiliyor. Yine de, Grahame-Smith'in üslubu korunduğu için çeviriyi başarılı sayıyorum.
Kitabın basımına aşık oldum 😍 Kapağın o kadifemsi dokusuna, kapaktaki yaldızlı ayrıntılara, içerikteki çizimlerin kalitesine, basımın her bir ögesine ayrı ayrı bayıldım! Ancak kitabı muhafaza ederken dikkat etmekte yarar var. Zira ciltte kullanılan mumsu materyalden dolayı kapakta çok fazla parmak izi bırakabiliyor. Bu materyal tozu da fazla tutabilir, diye düşünüyorum.
Kısaca film-kitap karşılaştırmasını da yapayım. Ben önce bu eserin filmini izlemiştim. Film aklımda tazeyken kitabını okumamayı tercih etmiştim; olay örgüsü aklımda olduğundan sıkılırım, diye kitabı okumayı ertelemiştim. Keşke kitabı daha önce okusaymışım. Çünkü film, kitaptan bayağı bir farklılaşıyormuş. Özellikle Mr. Wickham'ı içeren son olayların birbiriyle alakası bile yok. Filmde kurgunun zombi yönüne ağırlık verilirken, kitapta daha çok Austen'ın eserine bağlı kalmaya çalışılmış. Ben ikisini de birbirinden bağımsız olarak beğendim. Aşk ve Gurur ve Zombiler'i okuyup izleyeceklere bu farklılığı göz önüne almalarını tavsiye ederim.
Aşk ve Gurur ve Zombiler, Jane Austen'ın Gurur ve Önyargı'sının farklı unsurlarla harmanlanıp farklı bir bakış açısıyla yeniden yorumlandığı, oldukça sıradışı bir eser. Her Austen okuyucusunun bu kitabı beğeneceğinden şüpheliyim ancak kara mizah sevenlerin keyifle okuyacağını düşünüyorum.
Aşk, Elizabeth'in kullandığı bütün silahlar içinde en az tanıdığıydı; ve aşk, dünyanın en tehlikeli silahıydı.