Goodreads Puanı: 3,96 (45 oy)
Orijinal Adı: Die Nackten
Yayınevi: ON8 Kitap
Çeviri: Ayça Sabuncuoğlu
Basım Yılı: 2014
Sayfa Sayısı: 328
Kendin olmak, bazen kendini bulmaktan geçer. Bulanık bir nehirde, yakınlaşamadığın bedenlerde, yaşama pamuk ipliğiyle bağlı bir dostun varlığında, özüne erişemediğin bir rüyadan uyandığında ya da kendine çizdiğin sınırların ötesine baktığında... Çek yazar Iva Procházková, ergenliğin kaçınılmaz "çıplaklığını" ve hayatın yakıcı "soğuğunu" Berlinli beş gencin kesişen yaşamları üzerinden anlatıyor.On8 Kitap, yeni yeni keşfettiğim bir yayınevi ve gittikçe kitaplarını daha çok sevmeye başlıyorum. Yayınevinin okuduğum her kitabı için bundan daha iyisini okuyamayacağımı düşünsem de sonraki kitapları beni şaşırtmayı başarıyor. Çıplaklar ise, yayınevinin bu kategoriye giren kitaplarından sadece biri. Kitabı, en kısa sürede okumak istiyordum. Okuma Şenliği'ne katılınca kitabı okumayı erteleyeceğimi düşünmüştüm ama kitabı da şenliğin kategorilerinden birine koyunca resmen kitabı okumak için bahanem oldu :D Nitekim kitaba birkaç gün önce başladım ve çok değil, iki günde kitabı bitirdim.
"Yaşın ilerledikçe, giyinmeye başlarsın. Giderek daha fazla tabaka edinirsin, bunlar seni duyarsız kılar. Bütün toplum çıplak kalsaydı, önce birbirimizi kucaklar, sonra da toplu harakiri yapardık." "Kendini çıplak hissetmiyor musun artık?" Babası yavaşça ve üzgün bir ifadeyle başını iki yana sallıyor. "Belki de o kadar çok tabakam yoktur, ama doğrudan temas benim için bir mucize olurdu." "Yani bütün bunlar... şimdi yaşadıklarım... geçecek mi?" "Büyük ihtimalle evet. Maalesef."
Çıplaklar'ı düşününce aklıma ilk olarak yazarın duyguları, karakter üzerinden okuyucuya aktarma becerisi geliyor. Öyle ki, kitabı okurken sanki kitabı okumamış da hissetmiş gibiydim. Bu, tarifi zor bir duygu aslında. Nasıl anlatacağımı da bilemiyorum. Kitabı okurken kelime dağarcığımı genişletmek veya yeni bir şeyler öğrenmekten ziyade hissettim; karakterleri, karakterlerin duygu ve düşüncelerini, bunları oluşturan kelimeleri ve kitabı hissettim. Çıplaklar, gözlerinizi değil duyu organlarınızı yoran bir kitap; okumaktan çok hissedeceğiniz bir kitap.
Aynı şekilde, yazarın betimleme becerisi de oldukça başarılı. Karakterlerin bulunduğu yerleri zihnimde kolaylıkla canlandırmamı sağladı. Karakterin duygularından hava durumuna kadar yapılan bütün betimlemelerin çok iyi olduğunu düşünüyorum. Öyle ki, betimlenen her şeyi sadece zihnimde canlandırmadım, hissettim de. Kitapta geçen havanın ne kadar sıcak olduğunu hissetmekten bol bir şey yapmıyorum şu zamanlarda zaten. Ama Sylva'nın doğaya olan özlemini, Niklas'ın Evita'ya olan hislerini, Evita'nın ufuktaki kuleye ulaşmak için gösterdiği azmi, Filip'in hissetme isteğini ve Robin'in kelimelere olan öfkesini sadece okumadım veya hayal etmedim, hissettim.
Kitabın öyle çok abartılı bir kurgusu da yok. Sadece, 5 gencin birbirlerini etkileyen seçimlerini, birbirlerine bağlı hayatlarını anlatıyor. Fakat yazar, kurguyu basit tutarak karakterleri veya kitabı basitleştirmiyor. Aksine, bu sayede yazar karakterlerin hislerini aktarmak için daha çok alana sahip oluyor. Kurgu karmaşık olsaydı, anlamak için o kadar çok çaba sarf ederdim ki kitabı hissetmeye zaman bulamazdım ve bu kitap için hissetmenin öncelikli olduğunu düşünüyorum.
Kitabın sevmediğim tek yeri, bitiş kısmıydı. Karakterlerin sonu ayrı olarak belli olsa da bazı karakterler, diğerlerinin sonunu bilmiyordu. Kitap boyunca sürekli birbirini etkileyen karakterler var ve bunların diğerlerinin sonuna verdiği tepkileri de okumak isterdim. Bu yüzden kitap biraz yarım kalmış gibi geldi bana. Yine de, kitabın sonunu hissettirdikleri açısında değerlendirirsem, bir eksiği olmadığını görüyorum. Yani, kitabın son sayfaları hakkında düşüncelerim biraz karışık.
Kitabın kapağını da çok sevdim. Bir tek kapak için kullanılan görseldeki kızı Sylva'ya benzetemedim. Kapaktaki kızın saçları daha açık renk olsaydı, Sylva'ya daha çok benzeyeceği için kapak benden tam puan alacaktı. Ama bu şekilde de kitabı yansıtan bir kapağın kullanıldığını düşünüyorum.
Çıplaklar, hissederek okumanız gereken kitaplardan. Okudukça katmanlarımızdan, hislerimizle aramıza giren her şeyden kurtulmamızı sağlayan muhteşem bir eser. Kaç yaşında olursanız olun, bir kereliğine kendinizi toplumdan soyutlayıp Çıplaklar'ı elinize alın, okuyun ve hissedin.
"...Toplum büyük, canlı bir vücuttur. Hangi ideal ısıya, hangi kan basıncına, kan şekeri seviyesine, yağ oranına, kaç tane akyuvar ve alyuvara filan sahip olması gerektiğini içgüdüsel olarak hisseder. Olabilecek en iyi değerleri aşan her şey, vücut için tehlikelidir ve gözlemlenmeli, aşırıya kaçması durumunda yok edilmelidir. Bu son derece açıktır ve bunu kabul etmek istemeyen, sonuçlarına katlanmalıdır."
Bu kitap için okuduğum 2. yorum ve herkes pozitif yorumlar yapınca benimde daha çok alasım geliyor. Ahh bayram gelse de biraz kitap alsam :D
YanıtlaSilKesinlikle almalısın! Liste yapmak lazım aslında, bayrama kadar liste yaparak iyi oyalanabiliriz bence :D
Sil