Goodreads Puanı: 4,02 (263.300 oy)
Orijinal Adı: A Feast for Crows
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Çeviri: Sibel Alaş
Basım Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 504 | 504
George R. R. Martin, imgesel kurguya yeni bir soluk getiren abidevi serisinin uzun zamandır beklenen dördüncü cildi Kargaların Ziyafeti ile şaheserine devam ediyor.Kargaların Ziyafeti'nden önce beni çok etkileyen kitaplar okumuştum. Art arda çarpıcı kitaplar okuduktan sonra bildiğim bir dünyaya dönüp rahatlamam gerekiyordu. Ben de uzun zamandır elimin altında olan Kargaların Ziyafeti'ni seçtim :) Ayrıca Kargaların Ziyafeti, Okuma Şenliği kapsamında bitirdiğim ilk kitap. Kitabın ilk kısmına şenlikten birkaç hafta önce başlamıştım. Kitabı şenliğe saydırabilmek için ise kitabın ilk kısmını şenlikte belirtilen süre içinde tekrar okudum. Bu yüzden de kitabı bitirmem, biraz uzun sürdü.
Yedi Krallık'taki çetin mücadelelerde hayatta kalmayı başaranlar, emelleri için yeni savaşlara girişir. İnsan suretindeki kargalar, ziyafet için bir araya gelerek yeni komplolar hazırlar ve tehlikeli ittifaklar kurar. Asiller ve sıradan insanlar, askerler ve büyücüler, katiller ve bilgeler; bahtları ve elbette hayatları uğruna bir araya gelir...
Kargaların ziyafetinde çoğu misafirdir fakat azı nefes almaya devam edebilecektir...
"Müthiş bir cilt daha."
-Time Out London
"Martin, Buz ve Ateşin Şarkısı'nın bu cildiyle de fantastik türünü yüceltmeye devam ediyor."
-STL today. com
"Amerika'nın Tolkien'i."
-Time
"Buz ve Ateşin Şarkısı sağlam bir şekilde çok satanlar listelerinde çünkü muhtemelen en iyi fantastik seri."
-Detroit Free Press
Kitap, daha çok Kral Toprakları'na odaklanmış bölümler içeriyor. Kitaptaki olaylar Cersei, Jamie, Brienne, Samwell, Arya, Sansa gibi çok iyi bildiğimiz karakterlerin yanı sıra Dorne'daki bazı karakterlerin ve Greyjoyların bakış açısından anlatılmış. İlginç bulduğum birkaç bölüm dışında Kargaların Ziyafeti'nin, serinin diğer kitaplarına kıyasla daha sönük olduğunu düşünüyorum. Martin araya birkaç ölüm, birkaç da aksiyonu yüksek olay yerleştirmiş, geri kalan kısımlar ise oldukça durgun.
Kısımları genel olarak değerlendirirsem, ikinci kısmı ilk kısma kıyasla daha akıcı bulduğumu söyleyebilirim. Aslında her açıdan, ikinci kısım ilk kısımdan daha iyiydi; aksiyonu daha yüksekti, merak unsuru daha iyi kullanılmıştı ve bolca şaşırtıcı olay vardı.
Kitabın akıcılığı da aksiyonu gibi düşük geldi bana. Özellikle ilk kısmı okurken biraz sıkılmıştım, ikinci kısmı ise ortasında bir yerlerde sonra okumak için bir kenara koymayı bile düşünmüştüm. Ama ikinci kısmın ikinci yarısında en can alıcı olaylar toplandığı için, bu kısımdan sonra kitabı elimden bırakamadım.
Kitapta Tyrion, Jon Snow ve Daenerys'in bölümlerinin bulunmama sebebini yazar kitabın sonunda açıklıyor. Kendisine hak versem de ben her karakteri aynı zaman çizgisinde okumayı seviyorum. Bir karakter bir şeyle meşgulken aynı zaman diliminde diğer karakterlerin neler yaptığını okumak hem karakterler arası planları anlamada kolaylık sağlıyor hem de zaman açısından kafa karıştırmıyor. Yine de, Martin'in izlediği bu yola saygı duyuyorum. Umarım Martin'in yazma şeklini bu şekilde değiştirmesi, kurgu ve karakterler için iyi bir şeylerin habercisidir.
Resmin bütününe bakıldığında fark edilmeyen bu ufak olumsuzlukları topladığım zaman kitaba tam puan veremeyeceğimi fark ettim. Fakat kitabın sevdiğim kısımları da vardı, tabii. Öncelikle Martin'in eşsiz kurgulama yeteneği, bu kitapta da kendini gösteriyor. Bunu özellikle Cersei'nin son bölümlerinde görüp kurguya bir kez daha hayran kaldım. Ayrıca kitapta bolca kan ve ölüm yer almasa da şaşırtıcı olaylar bu yokluğu az da olsa telafi ediyor; Martin'in bu dengeyi başarıyla sağlaması okuyucular için büyük artı. Kitabın sönük kaldığını söylesem de serinin sonraki kitabı için bir giriş niteliği taşıdığını da düşünüyorum. Bu yüzden Kargaların Ziyafeti, mutlaka okunmalı.
Kargaların Ziyafeti, düşük aksiyonu ve akıcılığıyla serinin diğer kitaplarına kıyasla durgun bir kitaptı. Kitapta Tyrion, Jon, Dany gibi sevilen karakterlere yer verilmemesini bir olumsuzluk olarak nitelendiremiyorum zira bu durum, bu karakterlerin sonraki kitapta daha fazla görüleceğinin mesajını veriyor. Bu yüzden, serinin sonraki kitabı Ejderhaların Dansı'nı okumayı merakla bekliyorum.
"Ben tarihimin ölü olmasını tercih ederim. Ölü tarih mürekkeple yazılır, canlı tarih kanla."
"...Siz Batıdiyarlılar aşktan utanıyorsunuz. Aşkta utanılacak bir şey yok. Eğer rahipleriniz olduğunu söylüyorsa, sizin yedi tanrınız canavar olmalı. Biz adalarda işin aslını biliriz. Tanrılarımız bize koşmamız için bacaklar, koklamamız için burunlar, dokunmamız ve hissetmemiz için eller verdi. Hangi çılgın ve zalim tanrı bir adama gözler verir ve ona gözlerini sonsuza dek kapalı tutmak zorunda olduğunu ve dünyadaki güzelliklere asla bakmaması gerektiğini söyler? Bunu sadece canavar bir tanrı yapar, karanlığa ait bir şeytan yapar."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder