, , , , , , , ,

Yorum: John Green - Alaska'nın Peşinde

Tür: Aşk, Çağdaş/Modern, Genç-Yetişkin
Goodreads Puanı: 4,22 (332.817 oy)
Orijinal Adı: Looking for Alaska
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Çeviri: Çiçek Eriş
Basım Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 320
İlk içki, ilk şaka, ilk dost, ilk aşk, son sözler...

Miles Halter, ünlülerin son sözlerine bayılan, sıradan bir gençtir. Evindeki güvenli hayata katlanamadığından François Rabelais'nin ölmeden hemen önce "Büyük Belki" olarak betimlediği bilinmezin ne olduğunu bulabilmek için yatılı okula yazılır. Onu Culver Creek Lisesi'nde, aralarında Alaska Young da olmak üzere pek çok şey beklemektedir. Zeki, komik, son derece seksi ama bir o kadar perişan halde olan Alaska, Miles'ı kendi labirentine sürükleyecek ve "Büyük Belki" arayışında ona yol gösterecektir.

Michael L. Printz Ödülü'ne layık görülen Alaska'nın Peşinde, bir hayatın başka bir hayat üstünde ne kadar kalıcı izler bırakabildiğini muhteşem bir dille anlatıyor. Pek çok ödül sahibi John Green'in bestseller olan bu kitabı, çağdaş kurgu kitaplar arasında çığır açan yepyeni bir ses.

"Bu harika öyküyü okuyan kızlar hüzünlenecek, erkekler Alaska'nın vanilya ve sigara kokusunda aşkı, tutkuyu ve özlemi bulacak."
-Kirkus

"Holden Caulfield'ın ruhu hayat bulmuş."
-Kliatt
Alaska'nın Peşinde'yi John Green seti olarak fuardan almıştım. Aynı Yıldızın Altında'yı okuduktan sonra John Green'in bütün kitaplarını okumam gerektiğini anlamıştım. Birkaç gün önce ani bir istekle Alaska'nın Peşinde'yi okumaya başladım ve bugün kitabı bitirdim.

Yoruma geçmeden önce, Aynı Yıldızın Altında yorumum için buraya tıklayabilirsiniz. ^_^

Alaska'nın Peşinde dışında sadece bir adet John Green kitabı okumuş biri olarak, daha şimdiden bu adamı hiçbir zaman anlayamayacağımı düşünüyorum. Kitabın, Aynı Yıldızın Altında gibi olacağını düşünmüştüm. Aslında bir yerden sonra kurgunun belirli noktalarının benzer olduğunu görebiliyorsunuz. Kitap, tıpkı Aynı Yıldızın Altında gibi gençleri konu alan bir roman. Olay örgüsünün ilerleyişi de oldukça birbirine benziyor fakat hissettirdikleri, Aynı Yıldızın Altında'dan çok farklı.

Bir yazarın gerçeklikle bağdaşan kurgusal bir kitabı kolaylıkla yazabileceğini düşünüyorum. Ama aynı türde yazdığı ikinci kitabının ilk kitabından, üçüncü kitabının da ilk iki kitabından bir farkı olmalı ki kitapları okunsun. İşte, John Green bunu başaran ender yazarlardan. Kitaplarında benzer konuları işlemesine karşın farklı duyguları hissettirmesinin en büyük nedeni ise karakter yaratma becerisi. Yazar, kitaplarındaki karakterlerin birer birey olduğunu okuyucuya gösterebiliyor. Her birinin fiziksel ya da duygusal betimlemelerinden bahsetmiyorum, John Green'in o karakterlerin içine birer ruh koymasından bahsediyorum. Bunu da karakterlerin eylemlerini ama en çok da düşüncelerini o karaktere göre kendinden bir şey katarak yazıyor ve katacağı şeyi de tam dozunda ayarlıyor.

Aynı Yıldızın Altında'yı okuduktan sonra kendime bakmış, yaptıklarımı sorgulamıştım. Alaska'nın Peşinde'yi bitirdikten sonra ise kendime bakmaktan ziyade ölüm hakkında düşündüm. Kitabın büyük bir kısmını yaşam-ölüm ikilisi üzerine yapılan konuşmalar kaplıyor; kimi konuşma dolaylı yoldan bu ikiliye çıksa da kimisi doğrudan ölüm veya yaşamı sorgulayacağınız cümleler barındırıyor. Fakat en çok, ölüm gibi birçok duygunun pat diye okuyucunun yüzüne vurulmadan, farklı kelimeler veya metaforlarla aktarılmasını sevdim. Tabii bir yerden sonra ölüm kavramı sayfaların içine işliyor ama o zaman bile yazar, okuyucuya -ve karakterlere- çözmesi gereken bir gizem bırakıyor.

Kitabın bölüm adları geri sayımlardan oluşuyor. Bu geri sayımların nereye çıktığını tahmin etmeye çalıştım, ama pek başarılı değildim sanırım. Çünkü öğrendiğim zaman büyük bir şok yaşadım. Aynı Yıldızın Altında'yı okurken spoiler yediğim için olayların nasıl gelişeceğini biliyordum, Alaska'nın Peşinde'de de böyle bir kırılma noktasının olacağını düşünmüştüm, ama bu kadar beklenmedik olacağı aklıma gelmemişti. John Green, bu ani ve şaşırtıcı  plot twistleri yerinde kullanarak ortaya oldukça akıcı bir kurgu çıkarmış.

Kitabın sevmediğim tek yanı, cinselliğin çok fazla vurgulanmasıydı. Daha doğrusu, ana karakterlerden Miles'ın bir süre sonra Alaska'yı istediğini üstüne basa basa sürekli olarak ifade etmesi, bana biraz fazla geldi. Ama John Green'in bunu bilerek, karakterin bir özelliği olarak yaptığını düşündüğüm için buna fazla takılmıyorum.

Alaska'nın Peşinde, okuyucuyu derinlemesine düşündüren bir John Green kitabı. Ölüm, yaşam, aşk, son sözler ve daha birçok konu üzerine düşündürerek acılar labirentinden nasıl çıkacağınızı gösteriyor. Kendi labirentinizden nasıl çıkacağınızı anlamanız için ise Alaska'nın Peşinde'yi okumanız gerekiyor.



"Bütün hayatını labirentte mahsur kalıp bir gün oradan nasıl çıkacağını, bunun ne kadar müthiş olacağını düşünerek geçirirsin ve geleceği hayal etmek devam etmeni ama bunu hiç yapmamanı sağlar. Geleceği yalnızca o andan kaçmak için kullanırsın."





post signature
Paylaş:

4 yorum:

  1. Kitapta bir yanlışlık var paylasmak istedim. Alaska 7.dogum gununde ailesinin ona adini secme hediyesi verdiklerini ve anne ve babasının asil istedikleri isimlerin neler olduğunu söylüyor ama bununla beraber Alaskanin annesi o 6 yasindayken ölmüş. Bu bir hata değil mi? Yanlisim varsa duzeltin arkadaşlar..

    YanıtlaSil
  2. Orada bir hata yok adi hakkinda ortak anlasamayinca anne babasi karari alaska ya birakmis annesi oldukten sonra ve alaska ismini secerken dikkate aldigi sey de zaten cok buyuk olmasi ve yasadigi yerden cok uzak olmasi annesi olene kadar alaska mutlu bir cocuk oldukten derin bir umutsuzluga kapiliyor bu nedenle de vine statioan dan olabildigince uzak olmak istiyor. "Alaska" bir nevi bunun simgesi

    YanıtlaSil
  3. Ben de tam bir John Greeen hayranıyım ve ben de Aynı Yıldızın Altında kitabından sonra John Green'i keşfettim. Her ne kadar en beğenilen kitabı Aynı Yıldızın Altında olsa da, kesinlikle Alaska'nın Peşinde en iyisi. Şu ana kadar JOhn Grren'in beş tane kitabını bitirdim ve yakın zamanda altıncısını okuyacağım. Ama Alaska'nın peşini asla bırakmayacağım.

    YanıtlaSil