, , , , , , ,

Yorum: Dune Çocukları - Frank Herbert

Tür: Bilim Kurgu, Fantastik, Klasik
Goodreads Puanı: 3,93 (101.766 oy)
Orijinal Adı: Children of Dune
Seri: Dune, #3
Yayınevi: İthaki Yayınları
Çeviri: Dost Körpe
Basım Yılı: 2016
Sayfa Sayısı: 552

"Tıpkı insan hayatı gibi, her gezegenin de bir başlangıcı ve bitişi vardır."

Frank Herbert, deneylerden çok deneysel yaklaşımların had safhaya ulaştığı, tür içerisindeki "iyi edebiyat iyi edebiyattır"cıları bir araya getiren yeni dalga bilimkurgu akımının en önemli temsilcilerinden. Türün tüm olanaklarını, suyunu çıkarana kadar kullandığı Dune serisinin üçüncü kitabı Dune Çocukları, din ve güç arasındaki ince çizginin altını çizen sayılı romanlardan.

Paul'ün çöle gidişinin üzerinden dokuz sene geçmiş, çöl gezegeni artık yeşillenmeye başlamıştı. Baharat üretimi de giderek artıyordu. Bu değişimlerle beraber çöl terk ediliyor, kök salmış âdetlerden sapılıyordu.

Baharatın sağladığı geleceği görme gücünden yoksun kalan Alia, İmparatorluk'u kaybetmemek adına elinden geleni yaparken, karşısında geçmişinden hesaba katmadığı rakipler bulacaktı. Çölün derinliklerinden çıkagelen Vaiz, Paul'ün dinine karşı vaazlar veriyordu. Unutulmayan kan davaları tekrar gün yüzüne çıkacaktı.

Paul'ün ikizleri, II. Leto ve Ganimet ise İmparatorluk'un yeni mehdileri olarak yetiştirilmekteydi. Fakat onların da kendi planları vardı.

Dune Çocukları, efsanesiyle uzlaşamayan bir gezegenin yörüngede kalma mücadelesi.

"Her bilimkurgu hayranı, Dune Çocukları'nda kendilerine göre bir şey bulabilir."
-Publisher's Weekly

"Bilimkurguda bir dönüm noktası."
-Los Angeles Times

Dune Çocukları da incelemesi geciken kitaplardan biriydi. Serinin diğer kitapları gibi Dune Çocukları'nı da arkadaşlarla beraber okuyup kendi aramızda tartışmıştık. Aslında Dune üzerinden, diğer kitaplardan birkaç cümle ile bahsettiğim bir seri incelemesi yapmayı planlamıştım ben. Fakat seri içinde kitapların birçok açıdan değişiklik gösterdiğini görünce, hepsinin incelemesini yazamaya karar vermiştim. İyi ki öyle yapmışım, diyorum. Çünkü Dune Mesihi, Dune'dan ne derece farklıysa Dune Çocukları da Dune Mesihi'nden o kadar farklı...

Dune'un incelemesine şuradan, Dune Mesihi'ninkine buradan ulaşabilirsiniz.

Kurgu açısından Dune Çocukları beni fazlasıyla tatmin etti. Kitabın özellikle kurgulanan dünyayı besleyen ayrıntıları çok güzel işlediğini düşünüyorum. Kurgunun tarihsel, siyasal, psikolojik, sosyolojik nitelikleri bu kitapta daha da açıklanıyor, böylece okuyucunun Dune evrenini anlaması kolaylaşıyor. Bu açıklamalar olay örgüsü üzerinden, dolaylı olarak yapılıyor; genelde kültürlerin birbirini etkilemesi veya olayların çeşitli kültürleri etkilemesi olarak ele alınıyor. Karşılıklı etkileşimlerin sonuçlarını görmek içinse beklemek gerekmiyor. Zira toplumların yüzyıllara yayılmış evrimi, Arrakis'in başkalaşması ve güç dengesinin aniden değişmesiyle, birkaç yıl gibi çok kısa bir sürede gerçekleşiyor. Bu, özellikle Fremen kültüründe kendini gösteriyor; giyim kuşam, dil, hayat felsefesi gibi birçok alanda jenerasyonlar arasındaki farklılıklar göze çarpıyor. Fakat kuşaklar arasında yaşanan çatışmalar olay örgüsüne yedirilmiş bir biçimde, daha çok arka planda sunuluyor. Açıkçası ben, Dune Çocukları'ndan böyle bir şeyi beklemiyordum. Tüm bu değişimlerin aşama aşama gerçekleşeceğini, etkilerinin en az birkaç asır sonra ortaya çıkacağını düşünmüştüm. Yani Paul'ün neden olduğu olaylar silsilesinin ivme kazanarak gittikçe derinleşmesi, benim gözümde seriyi daha da ilginçleştirdi.

Dune Mesihi ile Dune Çocukları arasında yanlış hatırlamıyorsam 9 yıllık bir zaman farkı vardı. Anlayacağınız, Dune Çocukları bir önceki kitabın hemen ardından devam etmiyor. Bunu kavraması, ikizlerin durumu yüzünden biraz çetrefilli geldi bana 🤔 Arrakis'teki değişiklikler de muazzam ölçüde olduğundan, zamansal açıdan arada sırada kafam karıştı benim. Önceki kitapları okuyalı biraz olduğu için de fazladan çaba harcamam gerekti; karakterleri ve olayları hatırlamak için Dune'a ve Dune Mesihi'ne şöyle bir göz attım. Neyse ki kitabın olay örgüsü, serinin diğer iki kitabına nazaran daha anlaşılırdı. Önceki kitaplarda birbirinden bağımsızmış gibi gözüken birçok olay, aynı anda gerçekleşiyordu. Kurgunun temelini oturtamadan ve karakterleri henüz tanıyamamışken bunca olayı takip etmek, anlamak ve irdelemek takdir edersiniz ki güç... Dune Çocukları'nda ise hem kurguya daha aşina olduğumdan hem de çoğu olay birbirine bağlandığından, pek zorlanmadım. Sadece Alia ve ikizlerin durumundan dolayı, bu karakterlerin eylemlerine dönüp bir daha baktığım oldu. Onun dışında bir engelle karşılaşmadım; hatta Dune Çocukları için serinin en açık ve net kitabı diyebilirim.

Karakterlerden bahsetmişken... Kitabın karakter gelişimine hayran kaldığımı belirtmeliyim. Özellikle Alia'nın karakter inşası ağzımı açık bıraktı; kendisinin bir Dune'daki haline bakıyorum, bir de Dune Çocukları'nda dönüştüğü kişiye ve şaşırmadan edemiyorum. Alia'daki bu inanılmaz değişimin altı da fazlasıyla dolu; Alia’yı bu duruma getiren olaylar zincirinin neden-sonuç ilişkisi çok sağlam kurulmuş. Kitaptaki diğer karakterlerin dönüşümlerini de tatmin edici buldum.

Frank Herbert tüm bunları öyle bir şekilde kurgulamış ki gidişatın tahmin edilmesi pek mümkün değil zaten, ama şaşırtayım derken temeli saçma sapan şeylerle de doldurmamış. Her şeyi büyük bir titizlikle, ayrıntısına kadar planladığı belli. Zira Frank Herbert bu kitapta Dune'dan beri karşımıza çıkan birçok şeyi sorgulatıyor, yeniden anlamlandırmaya teşvik ediyor; bunların doğasını, gerek karakterlerin eylemleri ve seçimleriyle gerekse vuku bulan olayların sonuçlarıyla farklı açılardan görmemizi sağlıyor. Böylece ucu açık kalmış kısımları birbirine bağlayarak Dune'u bir bütün haline getiriyor, önceki kitaplarda oluşan soru işaretlerini olabildiğince gideriyor.

Dune Çocukları'nın önceki kitaplara kıyasla aksiyonu daha düşük; fakat bu, heyecanının eksik olduğu anlamına gelmesin. Aksine, spoiler yememe rağmen kitabı deli gibi okudum ben. Hatta keşfedilecek o nefes kesen kurgusuyla Dune bile bu kadar sürükleyici gelmemişti. Kurguya hakim olan soğuk savaş atmosferinin de okuru iğne üstünde tutarak sürükleyiciliğe katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Sonraki bölümlerde neler olacağını merak ederek sayfaları birbiri ardına çevirmemek, bence bu nedenle oldukça zor.

İlgi çekici kurgusu, heyecan dolu olay örgüsü ve sağlam karakter gelişimiyle Dune Çocukları, Dune Mesihi'nden sonra ilaç gibi geldi bana. Aklımdaki soruların büyük ölçüde cevaplanmaya başlanması da serinin devamına duyduğum merakı güçlendiriyor. Dune Tanrı İmparatoru'nu elime almak için sabırsızlanıyorum 😊



"...Geleceği tamamen bilmek, o gelecekte tamamen kısılı kalmak demektir. Zamanı çökerten bir şeydir bu. Şimdiki zaman geleceğe dönüşür. Ben özgür olmak istiyorum."





post signature
Paylaş:

1 yorum: