Konuşan Kitaplar'ın yeni turundan herkese merhaba :)
Bu turda, Parodi Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alan Derin Sularla Şeytan Arasında'yı inceliyoruz. Yorum Cadısı olarak ben, bugün sizlerle önce kitap yorumumu paylaşıyorum. Yorumumdan sonra, yazının devamında kitabın yazarı April Genevieve Tucholke'nin buradaki resmi sitesinden çevirdiğimiz söyleşiyi bulacaksınız. Tur takvimi ve daha fazlası için Konuşan kitaplar facebook sayfasını şuradan ziyaret edebilirsiniz. 2 kişiye incelediğimiz kitabı hediye ettiğimiz çekilişe katılmayı da unutmayın. Keyifli turlar ve bol şans ^_^
Tür: Fantastik, Genç-Yetişkin, Gotik, Korku, Paranormal
Goodreads Puanı: 3,64 (3.840 oy)
Orijinal Adı: Between the Devil and the Deep Blue Sea
Yayınevi: Parodi Yayınları
Çeviri: Handan Sağlanmak
Basım Yılı: 2014
Sayfa Sayısı: 352
ŞEYTANLA EL ELE YÜRÜRKEN ONDAN KORKAMAZSIN.
Geçmişi sırlarla dolu esrarengiz Freddie...
Ölü Freddie'nin hatıralarına düğümlü Violet White...
Çarpık gülüşlü, mükemmel yalancı River West...
Okyanus kıyısındaki sıradan kasaba Echo’da her şey olağandı. Ta ki bir gün esrarengiz yabancı River West, White ailesinin köhne malikânesi Citizen Kane’in misafir evini kiralayana kadar… Çarpık gülüşlü, zeki ve mükemmel bir yalancı olan River, birkaç gün içinde hem Violet’ın hem de tüm Echo kasabasının hayatını değiştirir.
Doğaüstü yetenekleri olan River, herkes için tehlike saçarken, Violet için hem tekinsiz bir yabancı hem de karşı konulmaz bir varlıktır. Bu gizemli misafirle birlikte White ailesinin sırları da birer birer ortaya çıkmaya başlayınca, Violet kendisini sımsıkı bir düğümün ortasında bulur.
Büyükannesini birkaç yıl önce kaybeden Violet, erkek ikiz kardeşi Luke ile birlikte yamaçtaki köhne malikaneleri Citizen Kane'de yaşıyor. Sanatçı ve özgür ruhlu ebeveynleri, aile mirası olan parayı Avrupa'da harcarken Violet ve Luke, paranın suyunu çekmeye başlamasıyla başlarının çaresine bakmak durumunda kalıyorlar. White'lar kendilerini bir yerde çalışmayacak kadar üstün gördüğü için para kazanmanın başka bir yolunu bulmak zorundalar. Neyse ki Violet'in aklına, Citizen Kane'nin misafir evini kiraya verme fikri geliyor. Kiracıları ise River West adında, esmer ve etkileyici bir genç. Fakat River geldikten sonra, Echo'da garip olaylar vuku buluyor ve bu olaylar fazlasıyla gizem, korku ve ölüm içeriyor. Violet ise bir yandan River'ın gerçekte kim olduğunu çözmeye çalışırken, diğer yandan büyükannesi Freddie hakkında bazı gerçekleri su yüzüne çıkarıyor.
Yazarın, yukarıda bahsettiğim olayları birbirine bağlayışını çok başarılı buldum. Freddie'nin rolünün sadece Violet'in özlemiyle sınırlı kalacağını düşünmüştüm ama yanılmışım. Aynı şekilde, diğer olayların arasındaki ilişkilerin de zekice kurulduğunu düşünüyorum.
Kitabın yaklaşık yarısını okuduktan sonra, geri kalan kısmı tahmin edebileceğimi düşünmüştüm; kitabın böylesine tahmin edilebilir, klasik bir kurgusunun olduğunu düşünerek hayal kırıklığına uğramıştım. Fakat sonra olaylar sürpriz bir şekilde değişmeye başladı ve ben de oldukça şaşırdım. Yine de son bölümlerde aksiyonun biraz düştüğünü düşünüyorum. Kitabın ilk sayfalarındaki o gizem ve heyecanı, son sayfalarda bulamadım.
Yazarın en çok betimlemelerini sevdim sanırım; kullandığı dili, seçtiği sözcükleri ve olaylara bakış açısını betimlemelerine yansıtışının, Derin Sularla Şeytan Arasında'yı türündeki diğer kitaplardan ayıran en önemli özelliklerinden biri olduğunu düşünüyorum.
Kitabın kalitesine de değinmek istiyorum. Yayınevinin orijinal kapak kullanması yetmezmiş gibi bir de kitabın ciltli çıkmasına ve fiyatının uygun olmasına çok sevinmiştim. Kitap elime geçer geçmez, kitabı incelemeye başladım. Kitabın kapağının çıkarılabildiğini bilmiyordum, incelerken fark ettim. Yıpranmasın diye de bu kısmı, kitabı okurken çıkardım ve tonunu anlayamadığım parlak, mavi bir kapakla karşılaştım. Fakat siz, benim gibi yapmayın zira kitabı okurken kapağın mavi tonunu anlamaya çalışmanız dikkatinizi dağıtabilir :D
Derin Sularla Şeytan Arasında, şaşırtıcı bir kurguya ve etkileyici betimlemelere sahip sıradışı bir kitap. Kitabın ilk sayfalarında hissettiğim o heyecanı ve aksiyonu son sayfalarda da bulabilseydim kitap benden tam puan alacaktı. Yine de kitabı, paranormal türü seven herkese tavsiye ediyorum :)
Hikaye deniz kenarında oldukça eski bir malikanede yaşayan ve kitap okumayı seven bir kız hakkında. Gizemli bir çocuk ortaya çıkıp misafir evini kiralamak istiyor. Esrarengiz olaylar gerçekleşmeye başlıyor. Bir kız eski bir tren geçidinde bayılıyor, çocuklar mezarlıkta Şeytan avlıyor, kızıl saçlı insanlar işkenceye maruz kalıyor, birisi ölüyor...
Kitabı yazarken nelerden ilham aldın? Yazar olmak hep hayalin miydi?
Hep hayalim miydi? Hımm. Pekala, hep bir okur olmak istemiştim. Yazmak... çocukken eğlenceli bir fikre benziyordu. Bu konuda kendimi geliştirdim. Ama ressam da olmak istiyordum. Ve marangoz. Ve bir gün sinema salonum olsun isterim. Bir de zeytin bahçem.
Seni en çok etkileyen yazar ve kitaplardan birkaçını sayar mısın?
Bronte Ailesi. Daphne Du Maurier. Larry McMurtry. Stephen King. Susanna Clarke.
Yeni bir projeyle uğraşmadığın zaman vaktini nelerle geçirirsin?
Ormanda terk edilmiş yürüyüş yollarında köpeklerimi gezdiririm. Yemek yaparım. Resim çizerim. Ve siyah beyaz filmler izlerim.
Nerede yazıyorsun?
Geç saatlerde çalışma odamda ya da yatağımda yazarım. Bazen bohem gibi yazıyorum -dağlar, eski bir mezarlık veya sahipsiz çiftlik evleri gibisinden yerler buluyorum. Farklı mekanların yazdığım sahnedeki etkisini görmek hoşuma gidiyor.
Yazma ayinlerin var mı?
Kahve. Kahve, kahve, kahve.
Kitabın kapağı muhteşem! Kapağın romanın atmosferini ve içeriğini doğru bir şekilde yansıttığını düşünüyor musun?
Evet, Kesinlikle. Kapak bana, gençken âşık olduğum kitapları hatırlatıyor. Gotik Viktorya tarzı dramatik, baskın başlıklar ve kötü adamlarla tanışan, rüzgârda savrulan saçlarıyla kadın kahramanlar…
Şu an ne üzerinde çalışıyorsun?
Devam kitabım "Between the Spark and the Burn" üzerinde düzenlemeler yapıyorum. Ve kıyamet sonrası bir hikaye olan "The Scarecrow" üzerinde çalışıyorum. Korkunç bir dünyadaki korkunç çocuklarla ve on üç yaşındaki MC'yle ilgili. "Yol" ve "Sineklerin Tanrısı"nın karışımına benzetiyorum bunu.
Not: Söyleşinin çevirisi Sihirbazın Güncesi'ne ve Yorum Cadısı'na aittir. İzin almadan paylaşılamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder