, , , , , , , ,

Yorum: Jamie McGuire - Ayaklı Bela (Beautiful, #2)


Tür: Aşk, Çağdaş/Modern, Yeni Yetişkin
Goodreads Puanı: 4,27 (55.088 oy)
Orijinal Adı: Walking Disaster
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Çeviri: Boran Evren
Basım Yılı: 2013
Sayfa Sayısı: 472
Aşıksan başın belada!

Abby Abernathy; geçmişini unutmak için kalkıp uzak bir şehre okumaya gelen, temkinli, kendi hâlinde bir kız. Travis Maddox; hayatını dövüşerek kazanan ve aşka inanmadığı için tek gecelik ilişkilerle avunan bir erkek. Aşk ve bela birbirine hiç bu kadar yakışmadı...

Travis annesinden hayatla ilgili iki şey öğrendi: Aşkı bul. Ve onun için ölümüne mücadele et.

Bu hikâyeyi biliyorum demeden önce bir kez daha düşünün. Her aşk hikâyesinde iki taraf vardır: Esas oğlan ve esas kız. Tatlı Bela'da esas kızı dinledik; peki ya, esas oğlan?

Bir erkeğin aşkı için verdiği mücadeleyi kendi ağzından tüm içtenliğiyle dinlemeye hazır olun...
Serinin ilk kitabı Tatlı Bela'yı geçen ay okumuş ve çok sevmiştim. Kitabı bitirir bitirmez Ayaklı Bela'yı okumak için sabırsızlanmıştım. Yayıneviyle iletişime geçip incelemem için Ayaklı Bela'yı istemiştim, beni kırmayıp kitabı yolladıkları için Yabancı Yayınları'na tekrar teşekkür ediyorum :) Kitap, aşağı yuları beklediğim gibiydi: hüzün dolu fakat eğlenceli.

Ayaklı Bela'nın ilk sayfalarında Travis'in annesinin ölümünün anlatıldığı prolog bölümü var. Bu bölüm, Travis'in Abby ile karşılaşana kadar neden tek gecelik ilişkiler yaşadığını ve Abby'ye neden böylesine saplantı derecesinde tutulduğunu açıklıyor.Kitapta bu kısmın bulunmasına sevindim, en sevdiğim bölümlerden biriydi.

Tatlı Bela'da Travis'in ortada görünmediği zamanlarda ne yaptığını merak etmiştim. Ayaklı Bela'da bu kısımlar da mevcut. Ayrıca, Tatlı Bela'da detaylıca anlatılan olaylardan bazıları Ayaklı Bela'da üstünde fazla durulmadan, birkaç cümleyle açıklanmış. Diğer karakterlerin bakış açısından yazılsa dahi ortaya farklı şeylerin çıkmayacağı, yoruma pek açık olmayan bu olayların Ayaklı Bela'da da yer almaması iyi olmuş. Yer alsaydı, muhtemelen bol bol sıkılacaktım.

Tatlı Bela ve Ayaklı Bela'nın ortak noktası, Abby'nin sinir bozucu davranışları. Tatlı Bela'da Abby'ye, yaşadıklarını düşündükten sonra, biraz hak vermiştim. Fakat Ayaklı Bela'yı okuyup kızın tavır ve davranışlarını bir başka karakterin gözünden gördüğüm zaman Abby'nin fazlasıyla dengesiz hareket ettiğini anlamış oldum. Kız, sürekli bir önceki davranışının tersinde hareket ediyor. Benim gözümde Abby, sevilmeyen karakter kategorisinde Parker ile yarışacak düzeyde. O derece sevmiyorum ben bu kızı.

Travis'i ise, Abby'nin aksine, Ayaklı Bela sayesinde daha bir sevdim. Annesini kaybettikten sonra kalbini, zarar görmemesi için tek gecelik ilişkilerin ve serseri tavırların arkasına saklaması... Bir de Travis'in herkes için basit gibi görünen ama onun için anlamı büyük olan bazı davranışları var ki... Mesela, Abby'nin geçmesi için kapıyı açık tutması veya Abby'nin oturma odasındaki koltukta değil de yatağında yatmasını istemesi. Bunlar Abby için fark edilmeyecek kadar önemsiz olabilir fakat Travis için durum farklı. Tatlı Bela'da Travis'in bu davranışları -Abby fark etmediği ya da görmezden geldiği için- üzerinde durulmamıştı. Ama Ayaklı Bela'da Travis'in bu küçük jestlerinden ve Abby'nin bunları fark etmesini istediğinden bahsediliyor.

Kitabın çevirisinde gözüme çarpan bir hata vardı. İlk sayfalarda Tatlı Bela'da da yer alan, Travis'in Sosyalleşiyorum! Sadece sosyalleşiyorum! cümlesi Ayaklı Bela'da Bağlantı kuruyorum! Sadece bağlantı kuruyorum!'a dönüşmüş. Biliyorum, minik bir hata fakat iki kitabın da çevirmeni aynı olunca belirtmeden edemedim. Fakat -yazarın kullandığı dil mi yoksa çevirmenin seçtiği kelimeler mi bilemiyorum- Travis çok iyi yansıtılmıştı.

Ayaklı Bela'da yazar, Travis-Abby ikilisinin geleceğine dair de bir bölüm ayırmıştı. Maddox çiftinin bu tarz bir geleceğe sahip olamayacağını düşündüğümden olsa gerek, kitabın sonunda yer alan bu bölümü biraz garipsedim ben.

Ayaklı Bela, Travis'in geçmişi, düşünceleri ve hissettikleri üzerine yazılmış bir kitap olsa da Tatlı Bela'da anlaşılmayan birçok olaya ışık tutuyor. Travis'i sevenler, bu kitabı kaçırmamalı ;)



O anda bir şey fark ettim: o güzelliğin ve sahte masumiyetin ardında başka bir şey vardı, mesafeli, ölçen biçen, kurnaz bir şey. Gülümsediğinde bile günahkârlığın hiçbir hırka tarafından kapatılamayacak kadar içine işlemiş olduğunu görebiliyordum. O gözler minicik burnunun ve yumuşak hatlarının üstünde âdeta havada asılı gibi duruyor ve başka herkes onun saf ve masum olduğunu düşünüyordu. Ama bu kız bir şeyler gizliyordu. Benim fark etmemi sağlayan tek şey, kendimi bildim bileli bende de aynı gühahkârlığın olmasıydı. Tek fark onun bunu içinde, derinlerde tutuyor olması ve benim kendi günahkârlığımı düzenli aralıklarla kafesinden çıkarmamdı.





post signature
Paylaş:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder