Yorum: Ted Dekker - Kırmızı (The Circle, #2)

Kitabın Adı: Kırmızı

Yazarı: Ted Dekker

Yayınevi: Martı Yayınları

Orijinal Adı: Red

Çeviri: Mihriban Doğan

Basım Yılı: Mayıs 2011, 1. Basım

Sayfa Sayısı: 600

   Siyah'tan sonra büyük bir hevesle elime aldığım Kırmızı, ne yazık ki  beklentilerimi pek karşılayamadı. Siyah'taki o heyecanın Kırmızı'da da devam edeceğini ummuştum. Fakat diğer kitaplara göre biraz sönük kalmış.

   Kitap, Siyah'ın son kısmını Kara'nın gözünden anlatarak başlıyor. Thomas odasında uyurken Kara, kardeşinin biraz daha uyumasının iyi olacağına karar veriyor. Fakat Carlos, Thomas'ın başında, silahını başına doğrulmuş vaziyette bekliyor. Kara, Thomas'ın çığlığını duyunca odaya dalıyor ve kısa bir arbedenin sonunda Carlos kaçıyor. Bu arada diğer realitedeki Thomas, Siyah'ta geçtiği gibi, 15 yıl boyunca rambutan meyvesi yiyerek günümüze dönmesini sağlayan rüyalardan görmüyor. Yani gelecekteki Thomas daha yaşlı biri gibi ;) Fakat bir gün Thomas, savaşta zor duruma düşüyor ve günümüze gelip barutun nasıl yapıldığını öğreniyor. Böylece Güruh'u kandırıp ormana geri dönüyorlar. Fakat olaylar gelişiyor ve gelecek de günümüz kadar tehlike altına giriyor. Yaşadıkları orman, ihanetler yüzünden değişiyor ve Güruh'un eline geçiyor. Elyon'a inananlar, tıpkı onun gibi kırmızı suda boğularak hastalıktan kurtulurken diğerleri hastalığa yakalanıp Güruh'a katılıyor. Günümüzde ise dünya devletleri Raison Türü'nün anti virüsünü yapmakla meşgul. Fakat sorun şu ki, aşının yaratıcısı Monique, Svensson'ın ellerinde. Thomas da Monique'yi kurtarmak için realiteler arasında mekik dokuyor, ip uçlarını yakalamaya çalışıyor. Daha sonra öğreniyor ki gelecekteki karısı Rachelle ile Monique arasında bir bağlantı mevcut.

   Kitapta daha ne sürprizler var. Güney'in Justin'inin, Qurong'un ve Martyn'in aslında kimler olduğunu öğreniyoruz. Günümüzde geçen olaylar çok sıkıcı ve bunaltıcıydı. Buna bir de gelecekte geçen bir kaç sıkıcı olay eklenince bir ara kitabı yarıda bırakmayı bile düşündüm. Ama son 200 sayfada olaylar öyle bir açıldı ki elimden bırakamadım.

İşte, son bölümlerdeki halimin özeti ;)

   Siyah'ın karşılayamadığı soruları Kırmızı karşıladı diyebilirim. Kişileri, amaçlarını ve olayları daha yakından tanıdım. Fakat kitabın yarısı inanılmaz sıkıcıydı ve bana göre, seri akıcılığını bu kitapta kaybetmiş. Bunun dışında bir olumsuzlukla karşılaşmadım. 

   Yeşil ile ilgili yorumum için buraya, Siyah ile ilgili yorumum içinse buraya tık, lütfen :)

Kitaptan küçük bir alıntı:

Bu çok uzun zaman önce kayalıkların tepesinde karşılaşmış olduğu çocuktu.Varoluşa yeni dünyalar çağırmış olan çocuk. Bir oyun gününde gezegenin içini dışına çıkarabilen, yerküreyi bölebilen çocuk. Hiç tükenmeyen, çok güçlü, bir damlasıyla bir insanı iyileştirebilen sularla bir gölü doldurabilen çocuk.

-Sayfa 520, 521

Arka Kapak

Kırmızı, geçmişle geleceğin ortak kaderidir.

Kırmızı, yitirilen cennetin destansı kurtuluşudur.

Kırmızı, Çemberin en kanlı halkasıdır.

   Siyah’ın akıllara durgunluk veren temposu, Ted Dekker’ın efsane Çember serisinin ikinci kitabı Kırmızı’yla doruğa çıkıyor.

   Thomas Hunter en fazla bir ay önce, garsonluk yapan başarısız bir yazarken, şimdi kendini iki dünyayı da çöküşten kurtaracak zorlu bir maceranın içinde bulmuştu. Bir dünyada, ilkel savaşçılardan oluşan bir orduya kumanda eden, savaşlarda yaralanmış bir general; diğerinde ise durdurulması mümkün olmayan bir virüsle küresel bir kaos yaratma niyetinde olan teröristleri alt etmeye çalışan bir adam.

   Yıkımın eşiğinde iki dünya. Akla hayale gelmeyen bir çözüm.

   Rüya ile gerçeğin çarpıştığı adrenalin yüklü bir destana hazır olun. Siyah, Kırmızı’ya dönerken artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Paylaş: