Goodreads Puanı: 3,98 (1.203.825 oy)
Orijinal Adı: Brave New World
Yayınevi: İthaki Yayınları
Çeviri: Ümit Tosun
Basım Yılı: 2014
Sayfa Sayısı: 336
"Cesur Yeni Dünya" bizi "Ford'dan sonra 632 yılına" götürür. Bu dünyanın cesur insanları kapısında "Cemaat, Özdeşlik, İstikrar" yazan Londra Merkez Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde üretilirler. Kadınların döllenmesi yasak ve ayıp olduğu için, "annelik' ve 'babalık' pornografik birer kavram olarak görülür Toplumsal istikrarın temel güvencesi olan şartlandırma hipnopedya -uykuda eğitim- ile sağlanır. Hipnopedya sayesinde herkes mutludur; herkes çalışır ve herkes eğlenir. "Herkes herkes içindir."Cesur Yeni Dünya'yı geçen sonbaharda, birkaç arkadaşla birlikte okumuştuk. Bir yandan kitabı okuyup bir yandan da tartışarak güzel zaman geçirmiştik. O konuşmaların ve aldığım notların yardımıyla, bu yorumu yazmaya girişeceğim; bakalım ortaya nasıl bir şey çıkacak :D
"Cesur Yeni Dünya"nın önemi yalnızca ardılları için bir standart oluşturması ve karamsar bir gelecek tasarımının güçlü betimlemesiyle değil, aynı zamanda 'birey yok edilse de süren macerasının' sağlam bir üslupta anlatılmasıyla da ilgili. Huxley, yapıtını ütopa geleneğinin kuru anlatımının dışına çıkarıp 'iyi edebiyat' kategorisine yükseltiyor.
Cesur Yeni Dünya, geleceğe bakışı nedeniyle ütopya görünümlü bir distopya. Hastalıkların, açlığın, savaşın olmadığı; istihdamın ve eğitim sisteminin belli bir düzende devam ettiği bir gelecek... Bu yönüyle hepimizin özlem duyduğu bir geleceğin resmi çizilse de, bu "güzel" gelecek için insanlığın feda edildiğini göz ardı etmemek gerek. Huxley, toplumdaki bu sistemli düzenin kurulmasının nesillere yapılacak müdahaleler ile sağlanacağını düşünmüş; bizi biz yapan çoğu özelliği insanlar daha doğmadan değiştirmiş, hatta şekillendirmiş. İnsanların fabrikalardaki ürünler misali, hormonlarına yapılan müdahalelerle ve çeşitli koşullamalarla, arz-talep doğrultusunda üretildiği; duygularından, düşüncelerinden arındırılmış bireyin bireylikten çıkıp toplumunun ihtiyacı olduğu şekilde toplumuna hizmet ettiği; bu sayede istikrarın bozulmadığı ve herkesin mutlu olduğu bir gelecek yazmış.
Huxley'nin kurguladığı bu geleceğin, kitabın yazıldığı zamanın popüler biliminden fazlasıyla beslendiği açık. Kitapta, Pavlov ve Skinner'ın koşullama çalışmalarının çok daha ileri düzeylerdeki hallerinin; temel davranışlar için elektrik şoku veya yüksek ses gibi uyarıcılarla klasik koşullanmanın, daha karmaşık davranışlar için soma adlı uyuşturucu ve sürgün ile dışlanma gibi ödül ve cezanın kullanıldığı edimsel koşullanmanın uygulandığı görülüyor. O nedenle, Cesur Yeni Dünya'yı okumadan önce davranışçılık ile ilgili temel ilkeleri öğrenmenizi tavsiye ederim. Bu bilgileri göz önüne alırsanız, Cesur Yeni Dünya'yı hem keyifle okuyacaksınız hem de daha iyi anlayacaksınız.
Cesur Yeni Dünya yazıldığı dönemin, neredeyse bir asır öncesinin, bilimini yansıtıyor. Bu yüzden, kitapta bahsi geçen bazı bilgilerin ve uygulamaların geçerliliğini yitirmesi, reddedilmesi ve kullanılmaması normal. Artık düşünce ve davranışların, Huxley'nin kurguladığı gibi doğrudan ve istenilen şekilde manipüle edilemediğini biliyoruz. Bu durum, kurgunun gerçekçiliğini zedeliyor. Lakin kitapta, geçerliliği günümüzde ne kabul edilen ne de reddedilen birkaç bilgi ve uygulama da mevcut. Bunların varlığı ise kurguya, geleceğe aitmiş izlenimi veriyor. Hatta bazı yönleriyle, günümüz dünyasını tasvir ettiği bile düşünülebilir. Somanın uyuşturma özelliği ve verdiği zevk ile sosyal medyanın yaptığı bağımlılık ve beyinde neden olduğu dopamin artışı arasında korkutucu derecede bir benzerlik var. Huxley'nin bu güzel yeni dünyasındaki tüketim toplumu ise bizlere ayrı birer uyarı niteliğinde...
Kitabın kurgusu, birçok önemli noktayı başarıyla işliyor. Fakat günümüz teknolojisi dikkate alınarak okunduğunda, yazılanlar insanı biraz şaşırtıyor. Aynı şekilde, olay örgüsü de biraz kafa karıştırıcı gelebilir. Yeni bir kurgusal dünyayı tanımak zaten kendi içinde bazı zorlukları barındırıyor ve Huxley'nin anlatımı bunu pek kolaylaştırmıyor. Olayların farklı karakterlerin bakış açısından gösterilmesi, özellikle de ilk bölümlerde, anlatıma her şey aynı anda olup bitiyormuş gibi bir hava katıyor. Olaylar geliştikçe olay örgüsünü takip etmek kolaylaşsa da, Huxley'nin bu dağınık anlatımını takip etmek beni yordu. Neyse ki Huxley, kurgulanan geleceğin tarihsel olaylarını -kelimenin tam anlamıyla- ders anlatan bir öğretmen edasıyla işliyor; daha ilk bölümden, kurguladığı çağın bilimini ve tarihini okuyucusuna doğrudan anlatıyor. Böylece, kurguladığı geleceği olay örgüsü içinde çözmekten kurtarıyor bizi.
Huxley'nin doğrudan anlatımının sağladığı kolaylık, keşke kurgunun devamında da olsaydı. Anlatımdaki bakış açısının aniden bölünüp değişmesi ve bunun sürekli tekrarlanması, bir yerden sonra beni sıkmaya başladı. Olay örgüsünü takip etmek, ilk sayfalara nazaran kolay olsa da bu anlatım tekniği nedeniyle kitabı elime almam gittikçe zorlaştı. Ortalara doğru düşen temponun ve dağılan konuların da, okuma isteğime katkısının olduğunu pek söyleyemem. Bir grupla birlikte okumanın getirdiği o ufak baskı ve kitabı çoktan bitiren arkadaşlarımın yaptığı konuşmalar sayesinde Cesur Yeni Dünya'ya devam etme gücünü kendimde buldum.
Okuduğum kitabın basımından da kısaca bahsedeyim. Ben, İthaki'nin bu eski baskısını okumuştum. Bendeki Cesur Yeni Dünya'da, 15 sayfalık bir önsöz bulunuyordu. Önsözün birkaç sayfasını okuduktan sonra, ayrıntıya fazlaca girildiğini görmüştüm ve arkadaşımın tavsiyesiyle önsözü, kitabı bitirdikten sonra okumak üzere atlamıştım. Spoiler yemek istemiyorsanız, önsözü okumayı en sona bırakmanızı tavsiye ederim.
Cesur Yeni Dünya, betimlenen boğucu geleceği ve Huxley'nin karışık anlatımıyla okuması çok da kolay olmayan bir eser. Fakat bu, kitabın bir şaheser olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Kurguda günümüzden kesitlerin yer alması, kitabın nasıl büyük bir öngörüyle yazıldığını ispatlar nitelikte. Cesur Yeni Dünya'ya başlamadan önce yazıldığı dönem ve Huxley'nin beslendiği kaynaklar hakkında biraz bilgi sahibi olmak, kitaptan alınan zevki katlayacaktır diye düşünüyorum.
Izdırap karşılığında kazanılan şeylerle kıyaslandığında, şu andaki mutluluk çok sefil kalır. Ve tabii ki istikrar, istikrarsızlık kadar gösterişli değildir. Mutlulukta, şanssızlığa karşı verilen mücadelenin ihtişamlarından hiçbiri yoktur. Günahla mücadelenin, veya ihtiras ya da şüphe nedeniyle ölümüne alt üst oluşların görkemini bulamazsınız mutlulukta. Mutluluğun yüce bir yanı yoktur.
Son dönemlerde bu kitabın adına sıklıkla rastlıyorum. benim de lisemde...
YanıtlaSilMerhabalar,
YanıtlaSilAldous Huxley'in "Cesur Yeni Dünya" adlı romanından en beğendiğim alıntı şuydu: "Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin; şimdi başla, şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla." "Cesur Yeni Dünya" romanından beğendiğim alıntıları paylaştığım yazımı izniniz olursa okumak isterseniz linkini şuraya bırakmak istedim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/aldous-huxley-cesur-yeni-dunya-romanindan-34-etkileyici-alinti/
Güzel okumalar dilerim,
edebiyatla ve sağlıkla kalın.
Yorumunuz ve güzel dilekleriniz için teşekkürler.
Sil