, , , , , , , , ,

Yorum: Douglas Adams - Otostopçunun Galaksi Rehberi: Beşibiryerde (Hitchhiker's Guide to the Galaxy, #1-5 & short story)

Tür: Bilim Kurgu, Klasik, Macera, Mizah
Goodreads Puanı: 4,37 (223.945 oy)
Orijinal Adı: The Ultimate Hitchhiker's Guide to the Galaxy
Yayınevi: Kabalcı Yayınları
Çeviri: Nil Alt, İrem Kutluk
Basım Yılı: 2014
Sayfa Sayısı: 712
Galaksinin Batı Sarmal Kolu'nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde ondan, kabaca yüz kırksekiz milyon kilometre uzakta, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen dönerdi. Gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler. Bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı - daha doğrusu eskiden vardı: Üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu. Bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kâğıt parçalarının hareketleriyle ilgiliydi. Bu da tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kâğıt parçaları değildi. Bu nedenle sorun varlığını sürdürdü; halkın çoğunun durumu kötüydü ve onların büyük bölümüyse sefildi, dijital kol saatleri olanlar bile. Her şeyden önce, ağaçlardan inmekle büyük bir hata ettiklerini düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu. Bazıları ağaçlara çıkmanın bile yanlış bir hamle olduğunu ve hiç kimsenin okyanuslardan asla ayrılmamış olması gerektiğini söylüyordu.

Sonra adamın birinin, değişiklik olsun diye bundan böyle halka nazik davranmanın ne kadar iyi olacağını dile getirdiği için bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık ikibin yıl sonra, bir Perşembe günü Rickmansworth'de küçük bir kafede tek başına oturan bir kız, bunca zamandır ters giden şeyin ne olduğunu birdenbire fark edip en sonunda dünyanın nasıl iyileştirilebileceğini ve mutluluğun hüküm sürdüğü bir yere dönüştürülebileceğini anlamıştı. Bu sefer doğru olanı bulmuştu, bu işe yarayacak ve hiç kimsenin bir yerlere çivilenmesi gerekmeyecekti. Ama ne yazıktır ki, bir telefon bulup birilerine bundan söz edemeden korkunç, aptal bir felaket meydana geldi ve fikir sonsuza dek yitip gitti. Bu, o kızın öyküsü değil. Ama o korkunç, aptal felaketin ve onun doğurduğu bazı sonuçların öyküsüdür.

Kısaca özetlemek gerekirse: Tamamen sakin bir hayat yaşamak, hayatına temel yaşamsal fonksiyon olarak soğuk bira ve güzel çay içmek kavramını oturtmak isteyen, kendi halinde, üstelik fazlasıyla uysal bir adam Arthur Dent, bir sabah uyanır ve evinin saçma bir nedenle yıkılacağını öğrenir; ama bu yalnızca başlangıçtır. Daha bir kaç saat bile geçmeden gezegeni yok edilecek ve yanında yoldaşı Ford Prefect, üstünde yıpranmış sabahlığı, elinde havlusuyla galaksi boyunca sürecek inanılmaz bir yolculuğa çıkacaktır....

Paniğe Kapılmayın....
Otostopçunun Galaksi Rehberi, nam-ı diğer Rehber, uzun zamandır merak ettiğim kitapların başında geliyordu. Bilim kurgu seven biri olarak, hakkında bunca muhabbet dönen kitabı okumazsam olmazdı. İki sene önce kitabı sonunda aldım, sonraki sene de okumaya başladım. Kitaba kendimi kaptırdığım zamanlarda ufak aralar vererek kitabın bitmesini az da olsa ertelemeye çalıştım ve 10 ayın sonunda Rehber'i bitirdim.

Şimdi, yoruma başlamadan önce bunun bir inceleme yazma girişimi olduğunu belirtmek istiyorum. Girişim diyorum çünkü kitabın tüm şapşallığını, tuhaflığını ve bende uyandırdığı duyguları aktarabileceğimden emin değilim; ama yine de deneyeceğim ^_^


Rehber'in Douglas Adams tarafından yazılan, bölümleri oluşturma ve kitaplaştırma süreçlerinden bahsettiği faydalı ama aynı zamanda tatlı mı tatlı bir önsözü var. İşte bu önsözle, daha ilk bölüme geçmeden kitap beni benden almıştı bile... Önsözün son kısmını yukarıdaki fotoğrafta görebilirsiniz; bir önsözün bu kadar eğlenceli olması hiç adil değil!

Kurgulanan dünya, daha doğrusu evren/evrenler, derin ve ayrıntılı. Önsözde Douglas Adams kitapları yazarken her ne kadar plan dahilinde gitmediğini söylese de bunca karakteri, ırkı, olayları ve bilgiyi spontane bir şekilde yazmak, kurgulamak çok zor. Douglas Adams'ı bu üstün becerisinden dolayı alkışlayıp kurgunun özelliklerine kaldığım yerden devam edeyim, zira kendisini ve becerilerini bolca öveceğim kısımlara da geleceğim ^_^ Kurgu, diyordum... Gerçekle bağlantısını sürdürürken bir yandan da farkında bile olmadığımız nice özellikleri barındıran, adeta bambaşka bir evrenle iletişim halindeki bir gerçeklik yaratılmış. Douglas Adams akla hayale sığmayacak, absürd, ilginç ve dahiyane bir ton ögeyi kurguladığı evrene ustaca yerleştirmiş; yani, kurgunun altyapısı fazlasıyla zengin. Ama bu kurguyu böylesine sevilesi, alıp içine sokulası yapan kurgunun muazzamlığından ziyade yazarın o özgün üslubu...


Yazarın daha önce Doctor Who için yazdığı ve bir başkası tarafından romanlaştırılan Shada'sını okumuştum; şurada da yorumlamıştım. Buna dayanarak yazarın üslubunu tanıdığımı sanmıştım ama nasıl da yanılmışım... Shada, buz dağının görünen binde birlik kısmıymış meğer! Douglas Adams'ın saniyede bir kahkaha attıran o mizahi üslubunu Rehber'le tanıdım ve buna ba-yıl-dım! Mizahının absürdlüğüne, farklı espri anlayışına, karakter yaratma becerisine, varoluşsal sorunlarla eğlenceli bir biçimde başa çıkışına ama en çok da bunları kendince harmanlayışına bayıldım.

Douglas Adams'ın üslubu dışında, zekasına da hayran kaldım. Yukarıda biraz bahsetmiştim, kendisi bunca materyali planlamadan oluşturmuş; yazarken bir düzene sokmuş ve anlamlı bir bütün haline getirmiş. Bu, yaratıcılığın en başarılı örneklerinden biri değil de nedir şimdi... Bir de kitapta, on yıllar önce yazılan bir eserde, günümüzde kullandığımız birçok eşyanın benzerlerinin var olmasını garip ve ürkütücü buldum ben. Böyle kaliteli bilim kurguların, geleceğe yön vermesi şaşırtıcı değil. Fakat yine de insan bir düşünüyor; tepemizdeki o mavi gökyüzünün ötesinde Vogonlar, Milliways, Derin Düşünce ve Marvin gerçekten de var olabilir mi...


Rehber, inanılmaz sürükleyici bir kitap. Bölümleri arka arkaya devirdiğimi her fark ettiğimde, derin bir nefes alıp kitabı kapatmıştım ve kendime birkaç günlük aralar vermiştim. Bu sayede kitabı, üzerinde düşünerek okuyabildim. Rehber'i okuma zevkini uzatmak da bunun bir başka getirisiydi ;) Bir de kitap insanı öyle bir gaza getiriyor ki... Omzunuzda havlunuzla sokağa fırlamamak ve gökyüzüne doğru baş parmağınızı kaldırmamak için kendinizi zapt etmeniz gerekiyor. Havlu Günü, Rehber'i okuduğum zaman aralığında olduğundan ben bunu bir kereliğine de olsa gerçekleştirdim; gerçi, sokak yerine balkonu kullandım. Etrafımdaki onca yeşilliğin arasından uzay gemilerinin beni algılaması, çok düşük bir ihtimal olsa da en azından ben şansımı denedim. Seneye de aynı baş parmak ve aynı havlu ile aynı balkonda otostop çekeceğim; belki bir tanesi şans eseri tepemden geçer, belli mi olur ^_^


Kitabın basımı da içeriği kadar müthiş. Cildi olsun, iç tasarımı olsun dokunmadan ve incelemeden duramıyorsunuz. Bende serinin bir araya getirilmiş tek basım versiyonu var. Ağırlığından dolayı kitabı istediğim her pozisyonda okuyamadım ve puntoların küçüklüğü gözümü çabuk yordu. Ama kitaba kendimi kaptırdıktan sonra, tüm bunlara ne ara alıştığımı fark etmedim bile... Size de tavsiyem, beşibiryerde basımını almanız. Ağır ve taşıması zor fakat kitaplıkta muhteşem görünüyor :)

Rehber'in çevirisini başarılı buldum ve dipnotlarını çok beğendim. Çeviri kıyaslaması için netten İngilizcesinin birkaç bölümüne bakmıştım da, kelime seçimleri yerindeydi. Dipnotların ise Rehber'in o kendine has absürdlüğünü aynı şekilde devam ettirmesi çok hoşuma gitmişti.

Otostopçunun Galaksi Rehberi mizahi yönü kuvvetli, kurgusu derin, anlatımı sürükleyici, gerçekliğin çok ötesinde bir eser. Rehber'le henüz tanışmadıysanız, paniğe kapılmayın! En yakın kitapçıya gidip arkasında, sağ alt köşede dostça "Paniğe Kapılmayın" yazan kitabı alın ve tabii, dışarı çıkmadan önce havlunuzu yanınıza almayı unutmayın ^_^



"Herhangi bir şekilde gördüğün, yaşadığın veya duyduğun bir şey sana özeldir. Kendi algılayış şeklinle kendine bir evren yaratırsın. Bu nedenle Evrende algıladığın her şey sana özeldir."





post signature
Paylaş:

4 yorum:

  1. Duygularını çok güzel aktarmışsın . Yorumların için teşekkür ederim . Bende 5i bir arada olan kitabı aldım basımı o kadar müthiş ki aşık oldum diyebilirim . Elimdeki kitapları bitirir bitirmez bende hemen başlamak istiyorum !!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumun için asıl ben teşekkür ederim :) Şimdiden keyifli okumalar sana, müthiş bir kitap seni bekliyor ^_^

      Sil
  2. 10 ay iyi ya 5 sene oldu bakalım bu sefer bitecek mi

    ta6acg

    YanıtlaSil
  3. 10 günde okumuştum. Eğlenceli bir seri.

    YanıtlaSil