Goodreads Puanı: 4,32 (88.553 oy)
Kitap, serinin dördüncü kitabı Düşmüş Melekler Şehri'nden çok daha iyi. Düşmüş Melekler Şehri demişken... Bu serinin kitaplarının yayınlanma tarihleri arasında o kadar büyük bir zaman aralığı var ki serinin bir önceki kitabında neler olduğunu unutuyorum bazen. Kayıp Ruhlar Şehri'ni okurken de aynı şey başıma geldi, geçen kitaptaki olayları hatırlayamadım. Bu tarz serilerde okunacak kitaba başlamadan önce, bir önceki kitaba şöyle bir göz atmakta yarar var.
Düşmüş Melekler Şehri'ne az biraz baktıktan, serinin önceki kitabında neler olduğunu hatırladıktan sonra Kayıp Ruhlar Şehri'nde kendimi kaybettim. Yazarın anlatımı akıcı, betimlemeleri ise oldukça canlı. Okuyucunun kendini kitaba kaptırmaması işten bile değil.
Kitapta yan karakterlere fazlasıyla yer verilmişti. Bu durum, yan karakterlerin düşünce ve dünyalarını anlamamızı sağlıyor. Yan karakterlerin silik kalmaması, ana karakterler kadar öne çıkması kitabın başarısını körükleyen etmenlerden biri.
Kitabın sonu, klasik Clare sonuydu: yazarı sevip bağrıma basmak ile yazarın üstüne benzin döküp yakmak arasında gidip geliyorum. Tam her şey rayına oturdu derken bir sorun çıkarıyor ve beni deli ediyor. Ama yine de kadının yazdığı bu çarpıcı sonları seviyorum.
Koskoca bir paragrafı da Kardeş Zachariah'ya ayırmak, onun hakkında zihin gücümüzü zorlayacak spekülasyonlar yazmak isterdim. Ama ben ne yaptım... Mekanik Prens'in etkisinden çıkamamışken gittim Shadowhunters Wikia'dan hem Cehennem Makineleri Serisi hem de Ölümcül Oyuncaklar Serisi hakkında spoiler üstüne spoiler yedim. Pişman mıyım, bunu Mekanik Prenses'i okurken anlayacağım sanırım. Ama bu spoilerlar sayesinde Kardeş Zachariah'nın kim olduğunu bilerek Kayıp Ruhlar Şehri'ni okudum. Spoilersız okumuş olsaydım eminim ki Kardeş Zachariah'nın kim olduğunu merak etmekten kafayı yerdim, ama kitabı farklı bir heyecanla okurdum. Şimdilik, spoiler yediğim için pişman değil gibiyim. Ama bunun acısının Mekanik Prenses'te çıkacağını hissediyorum.
Kayıp Ruhlar Şehri sürprizlerle dolu bir kitaptı; güçlü betimlemeleri, akıcı dili ve son sayfalara doğru yükselen temposuyla severek okuduğum kitapların arasındaki yerini aldı. Serinin devam kitabını merakla bekliyorum.
Orijinal Adı: City of Lost Souls
Yayınevi: Artemis Yayınları
Çeviri: Uğur Mehter
Basım Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 614
New York Times çoksatarı "Ölümcül Oyuncaklar" serisi devam ediyor.Yazarın Cehennem Makineleri Serisini daha çok sevsem de Ölümcül Oyuncaklar Serisini de böyle bir başka seviyorum. Clare'in bir röportajında seriyi üç kitapta bitirmeyi planladığını ama sonra yayınevinin de isteğiyle serinin uzatıldığını okuduğumu hatırlıyorum. Bu bilgiyi öğrenince ister istemez, sonraki kitapları bu gözle okumaya başladım. Bu yüzden de bazı zamanlarda kitabı sevip sevmediğimi bile bilmiyordum. İşte, ben seriye karşı böyle duygular beslediğim için kitabı okuyup okumamak arasında kaldım uzun bir süre. Sonunda baktım böyle olmayacak, Kayıp Ruhlar Şehri'ni de ekledim okunacaklar arasına.
Tabii Jace, Clary ve Simon'ın başındaki tehlikeler de...
Jace'le Clary yeniden karşılaştığında, Clary korkunç gerçekle yüzleşti. İblis Lilith'in büyüsü altındaki Jace, kötülüğün hizmetkarı olmuştu.
Gölge Avcıları şimdi ne yapacaktı?
Kaybedilen geri istenebilir miydi?
Aşk için ödenecek bedel, ne olabilirdi?
Günah ve kurtuluş işbirliği yaptığında, kime güvenmek gerekirdi?
Kitap, serinin dördüncü kitabı Düşmüş Melekler Şehri'nden çok daha iyi. Düşmüş Melekler Şehri demişken... Bu serinin kitaplarının yayınlanma tarihleri arasında o kadar büyük bir zaman aralığı var ki serinin bir önceki kitabında neler olduğunu unutuyorum bazen. Kayıp Ruhlar Şehri'ni okurken de aynı şey başıma geldi, geçen kitaptaki olayları hatırlayamadım. Bu tarz serilerde okunacak kitaba başlamadan önce, bir önceki kitaba şöyle bir göz atmakta yarar var.
Düşmüş Melekler Şehri'ne az biraz baktıktan, serinin önceki kitabında neler olduğunu hatırladıktan sonra Kayıp Ruhlar Şehri'nde kendimi kaybettim. Yazarın anlatımı akıcı, betimlemeleri ise oldukça canlı. Okuyucunun kendini kitaba kaptırmaması işten bile değil.
Kitapta yan karakterlere fazlasıyla yer verilmişti. Bu durum, yan karakterlerin düşünce ve dünyalarını anlamamızı sağlıyor. Yan karakterlerin silik kalmaması, ana karakterler kadar öne çıkması kitabın başarısını körükleyen etmenlerden biri.
Kitabın sonu, klasik Clare sonuydu: yazarı sevip bağrıma basmak ile yazarın üstüne benzin döküp yakmak arasında gidip geliyorum. Tam her şey rayına oturdu derken bir sorun çıkarıyor ve beni deli ediyor. Ama yine de kadının yazdığı bu çarpıcı sonları seviyorum.
Koskoca bir paragrafı da Kardeş Zachariah'ya ayırmak, onun hakkında zihin gücümüzü zorlayacak spekülasyonlar yazmak isterdim. Ama ben ne yaptım... Mekanik Prens'in etkisinden çıkamamışken gittim Shadowhunters Wikia'dan hem Cehennem Makineleri Serisi hem de Ölümcül Oyuncaklar Serisi hakkında spoiler üstüne spoiler yedim. Pişman mıyım, bunu Mekanik Prenses'i okurken anlayacağım sanırım. Ama bu spoilerlar sayesinde Kardeş Zachariah'nın kim olduğunu bilerek Kayıp Ruhlar Şehri'ni okudum. Spoilersız okumuş olsaydım eminim ki Kardeş Zachariah'nın kim olduğunu merak etmekten kafayı yerdim, ama kitabı farklı bir heyecanla okurdum. Şimdilik, spoiler yediğim için pişman değil gibiyim. Ama bunun acısının Mekanik Prenses'te çıkacağını hissediyorum.
Kayıp Ruhlar Şehri sürprizlerle dolu bir kitaptı; güçlü betimlemeleri, akıcı dili ve son sayfalara doğru yükselen temposuyla severek okuduğum kitapların arasındaki yerini aldı. Serinin devam kitabını merakla bekliyorum.
"Hiç aşık oldunuz mu? Sessiz Kardeş olmadan önce? Uğruna ölmek isteyeceğiniz kimseniz var mıydı?" Uzun bir sessizlik oldu. İki kişi, dedi Zachariah Kardeş. Bazı anıları silmeye zamanın gücü yetmez, Clarissa. Bana inanmazsan arkadaşın Magnus Bane'e sorabilirsin. Sonsuzluk kayıpları unutturmaz, hatta katlanılmaz kılar.
Çok dikkat edicem o zaman spoiler yememek için -.-
YanıtlaSilSanırım o yoldayız bütün okuyucular olarak :D:D
Spoiler yeme :D Çok çok çok kötü bir his ya, başlarda çok mutlu oluyorsun amacına ulaştığın için, öğrendiğin için filan ama sonraları ben Mekanik Prenses'i nasıl okuyacağım diye söylenmeye başlıyorsun.
YanıtlaSilClare'in yazdığı sonlar yüzünden mazoşist olup çıkacağız :D
Ben de olayları karıştırıyorum artık. Hangi olayın serinin hangi kitabında olduğunu hatırlayamıyorum :/
YanıtlaSilYa senin de dediğin gibi kitaplar çok uzun aralarla çıkıyor ve deli gibi sevdiğim bu seriye şu an nötr hissediyorum kendimi sanki daha önce hiç okumamışım gibi. Unutuyorum hep olayları. :(
YanıtlaSilAyy bende çok merak ediyorum Kardeş Zachariah'ı.... Spoiler yemek istemiyorum ama... benim bir tahminim var ama o olursa kesin bol sulu gözlü ağlamaklı biri olarak çıkarım... yada çıkamam... Enkaz altında kalırım ben kesin :((
YanıtlaSilKayıp Ruhlar Şehrine gelirsek gerçekten Clare bizi deli ediyor resmen... Her zaman sonları bu kadar can alıcı yapmasa olmaz, kadın rahat etmez :D