Goodreads Puanı: 4,64 (14.570 oy)
Orijinal Adı: The House of Hades
Yayınevi: Doğan ve Egmont Yayıncılık
Çeviri: Belgin Selen Haktanır
Basım Yılı: 2013
Sayfa Sayısı: 576
2. Argo tayfası en önemli kararların verildiği kavşaklardan birinde. Önlerinde iki seçenek var: Ya Athena Parthenos heykelini alıp eve dönecek ve iki kampın savaşını engellemeye çalışacaklar, ya da Tartarus'ta tutsak kalan Percy ve Annabeth'i kurtarmak ve Ölümün Kapıları'nı kapamak için Hades'in Evi'ne gidecekler. Hangi yolu seçerlerse seçsinler, acele etmeleri gerek.Her şey bu kitap içindi, aslında... Olimpos Kahramanları serisine bu zamanlarda başlama nedenim, Hades'in Evi'ni serinin diğer takipçileriyle birlikte okuyup onların heyecanına ortak olmaktı; kardeşimin ve bazı arkadaşlarımın baskıları da seriye başlama zamanımı etkiledi tabii :) Şahsen, seriyi geç keşfettiğimi düşünüyorum. Ama bu konuda minik de olsa bir tesellim var; Athena'nın İşareti'nin o şok edici sonunu okurken elimin altında Hades'in Evi'nin olduğunu bilmenin getirdiği rahatlık, seriyi geç keşfettiğim için hissettiğim pişmanlığı biraz olsun azaltıyor.
Kana susamış Gaia, güç kazanacağı tarihi 1 Ağustos olarak belirlemiş durumda. Percy ve Annabeth ise perişan halde. Her köşesinde bir tehlikeyle yüzleştikleri, karanlık ve zehir dolu Tartarus'ta hayatta kalmayı nasıl başaracaklar? Aç, susuz ve acı içindeler. Ölümün Kapıları'nı bulmalarının imkânı yok. Bulsalar bile Gaia'nın en güçlü yaratıkları, kapıların önünde nöbet tutuyor.
Kehanetin yedi melezinin tek bir seçeneği var: imkânsızı başarmak! Tüm sevdikleri için bu riski göze almak zorundalar.
Ancak aşk, bazen en riskli seçenek...
Rick Riordan, çok satan Olimpos Kahramanları serisinin sondan bir önceki kitabı Hades'in Evi'nde bir kez daha tüyler ürpertici ve soluksuz bir macera sunuyor. Melezlerin her birinin kendini bulduğu bu kitapta onlara bir kez daha bağlanacak, mücadelelerine ortak olacaksınız.
Hades'in Evi'nin başlarında biraz hayal kırıklığına uğradığımı itiraf etmeliyim. Athena'nın İşareti, dizilerin sezon finallerine yakışır bir sonla bitmişti. Bu şok edici sonu okuduktan sonra ister istemez, Hades'in Evi'ne karşı beklentilerim arttı; Rick daha ne yapabilir ki merakı içindeydim. Fakat kitaba başladığımda azıcık hayal kırıklığına uğradım ve bu hayal kırıklığı kitabın ortalarına kadar devam etti. Fakat kitabın ortalarında, Rick yine yaptı yapacağını ve bombayı patlattı.
Serinin bende bağımlılık yaptığından bahsetmiştim. Hades'in Evi'yle bu bağımlılık bambaşka bir şeye dönüştü. Kendimi serinin içinde öyle bir kaybetmiştim ki Hades'in Evi bitmeden tumblr'da kitaptaki karakterler ve olaylarla ilgili çizimler, wikialarda bilgiler arayıp durmuştum. Bu eylemlerin sonucunda ise spoiler yemek kaçınılmazdı. Bir önceki paragrafta bahsettiğim o bomba olayla ilgili spoiler yedimiştim fakat buna rağmen kitabı büyük bir heyecanla okudum. Kitap okuma zevkini spoilerın bile bozamadığı kitapları yazan tek yazar Rick Riordan, sanırım. Hatta spoilerı yedikten sonra ayrı bir heyecanlanıyorum ben, bu adamın kitaplarında.
Gelelim o bomba olaya... Yazının bu kısmı spoiler içeriyor, baştan söyleyeyim. Hades'in Evi'ni henüz okumayanlar bu paragrafı atlayıp yorumu okumaya devam edebilirler. Rick'in kitaplarını spoiler yedikten sonra okumanın nasıl bir deneyim olacağını merak edenler için ise işte, spoiler geliyor :D Nico'nun Percy'ye karşı hisler beslediğini öğrendiğimde bunu hem PJO'yu hem de OK'nı okurken nasıl fark edemediğimi düşündüm durdum. Spoiler yediğim halde bu kısmı okuduğumda çok şaşırmıştım ve şaşkınlığımın yerini hemen Nico'yu teselli etme isteğim aldı. Rick'in okuduğum onca kitabında Nico'ya fazla dikkat etmemiştim fakat Hades'in Evi'yle birlikte kendisi benim favori karakterlerimden biri oldu. Kayıp Kahraman'la başlayan Annabeth'i sevme çabalarım da bu gerçeği öğrendikten sonra tuzla buz oldu, tabii... Annabeth'i PJO'dayken zaten sevmezdim, şimdi ise kıza karşı feci bir nefret besliyorum. Kız bir şey de yapmadı, ama işte... Aslında bütün suç Rick'te! Yazarı, serinin sonunda Percico yapana kadar twitter üzerinden taciz etmeyi planlıyorum. Bu serinin sonunda Nico mutlu bir sona ulaşmazsa Rick'le külahları değişeceğiz, o olacak...
Hades'in Evi, serinin diğer kitaplarından daha heyecanlı ve sürükleyiciydi, olayların Tartarus'ta geçtiği kısım ise ayrı bir güzel geldi bana. Seride ve PJO'da Tartarus'tan birkaç kez bahsedilmişti, zaten karakterlerin gitmediği bir tek orası kalmıştı. Hades'in Evi'ne kadar ben Tartarus'u hep zifiri karanlık, girintili çıkıntılı bir yer olarak hayal etmiştim ama Rick bizden daha yaratıcı çıktı, her zamanki gibi. Tartarus'un özellikle Annabeth'in gözünden anlatılan betimlemelerini çok sevdim, fazlasıyla gerçekçiydi. Ayrıca Tartarus'ta işleyen düzen de beklediğimden daha zekice kurgulanmıştı.
Seride işlenen ana macera devam ederken karakterler de kendilerini geliştirmeye devam ediyor. Hades'in Evi'nde ise en büyük değişimi gösteren karakter Frank'ti. Diğer karakterler de bu kitapta, serinin diğer kitaplarına kıyasla daha olgunlar, hepsinin de büyüdüğünü bu kitapta hissettim. Fakat Jason hakkında içimde garip bir his var, henüz adını koyamıyorum. O çocuktan bir şeyler çıkacak gibi hissediyorum nedense...
Hades'in Evi, serinin en akıcı kitabıydı bana göre. Hatta kitabı bir oturuşta bitirmemek için çaba sarf ettim ki serinin diğer kitaplarında böyle bir eylemde bulunmamıştım. Betimlemeleriyle, kurgusuyla, sürpriz olaylarıyla, kapağıyla, kısacası her şeyiyle serinin en iyi kitabının Hades'in Evi olduğunu düşünüyorum. Fakat serinin son kitabı, bunu değiştirecekmiş gibi görünüyor. Sonraki kitap için gün saymaya başladım bile, fakat bir yandan da seri bitecek diye üzülüyorum. Yine de, serinin son kitabını beklemenin verdiği heyecanla kitabı merakla bekliyorum.
Canavarlar, Tartarus'un derisindeki sivilceler gibi, diye düşündü Annabeth. İçinin ürperdiğini hissetti. Bazen o kadar da güçlü bir hayal gücü olmasın istiyordu, çünkü artık canlı bir şeyin üstünde yürüdüklerine emindi. O meşum arazinin tümü -kubbe, uçurum ya da her neyse- tanrı Tartarus'un, kötülüğün en eski hayalinin hayata geliş şekliydi. Tıpkı Gaia'nın yeryüzünü kapladığı gibi, Tartarus da uçurumu işgal ediyordu.
Aynen, Jason'da bence de bir şeyler var.. Çok kararsız. :D Valla ben de bayıldım, tam düşüncelerimi aktaran bir yorum olmuş. = ) Annabeth dışında.
YanıtlaSilRick'in bu kitapta ortaya çıkardığı gerçekten sonra Jason için de aynı şeyleri düşünmeye başladım ben :D Bakalım bir şeyler çıkacak mı...
SilAnnabeth'i de herkes seviyor aslında, bir ben ısınamadım :/
Yorumun için teşekkürler, Mertcan ;)
Son kitabın adı ne olacak?
YanıtlaSilBunu kitaptan öğrenmeniz taraftarıyım, ben :)
SilAnnabeth Hadesin Evinde oluyor mu?
YanıtlaSilKitaptan spoiler sayılan hiçbir bilgiyi söylemek istemiyorum, aslında. Kendiniz, kitaptan okuyarak öğrenirseniz hem kitabı heyecanla okumuş olursunuz hem de burayı ziyaret edenler spoiler yememiş olur :)
SilAthena'nın İşareti ve bu kitap hangi kahramanların gözünden anlatılıyor
YanıtlaSilAthena'nın İşareti Annabeth, Leo, Piper ve Percy'nin bakış açısıyla; Hades'in Evi ise bu karakterlere ek olarak Frank, Jason ve Hazel'ın gözünden anlatılıyor.
SilMeraba, ben simdiye kadar kitaplari PDF ile okudum. Ama Hadesin evi ve olimposun kanini bulamiyorum. Nerden bulirum?
YanıtlaSilGenel olarak pek e-kitap okumadığım için bu kitapları da nereden bulabileceğiniz hakkında pek bir fikrim yok, maalesef.
SilNico ya fazla bağlanma bence. Benim o. Titanin lanetiyle birlikte aşık oldum ona. Sen hades in evi nde çocuğu yeni fark ettiğini söylüyorsun. Benim o , sadece benim.takıntılıyim abi...
YanıtlaSilKitabı okuyalı çok oldu fakat, Nico'yu seriye dahil olduğunda fark etmiştim zaten diye hatırlıyorum; sadece bu kitaba kadar, ana karakterlere dikkat ettiğim kadar dikkat etmemiştim kendisine. Bizimkisi abla-kardeş bağı gibi bir şey, anladığım kadarıyla sizinkinden çok farklı :D
Sil