Yorum: Michael Grant - Yoklar (Gone, #1)

Kitabın Adı: Yoklar

Yazarı: Michael Grant

Yayınevi: Artemis Yayınları

Orijinal Adı: Gone

Çeviri: Engin Karadeniz

Basım Yılı: Mart 2011, 2. Baskı

Sayfa Sayısı: 640

   3-4 yıl önce arkadaşımda gördüğüm, konusunu öğrendikten sonra okumayı çok istediğim bir kitaptı Yoklar. Fakat araya başka kitaplar, başka seriler girince kitabı almak aklıma bile gelmedi. Geçen sene, yine toplu kitap alış verişimi yaptığım zaman kardeşimin isteği üzerine serinin ilk üç kitabını da listeye eklemiştim. Sıra anca bu kitaba gelebildi.

Devamı spoiler içerir.

   Konusu, okuduğum diğer fantastiklerden çok farklı. Bir kasabada, bir gün 14 yaşından büyük herkes yok olur. Öğretmenler, doktorlar, itfaiyeciler, polisler, anne ve babalar... Hepsi yok olmuştur. Kasabadaki gariplikler bununla da sınırlı kalmaz; belirli bir alanı içine alan garip bir bariyer oluşmuştur ve bu bariyerin içindeki hayvanlar ve insanlar mutasyona uğramaktadır. Bazı hayvanlar konuşma becerisi kazanırken bazı çocuklar da iyileştirme, yakma, ışınlanma gibi çeşitli yetenekler kazanmaya başlarlar. Bu alanın içinde kalan, Perdido Sahili denilen küçük bir yerde yaşayan Sam, bu olayı okuldayken yaşar. Gözlerinin önünde öğretmeninin kaybolmasının ardından bütün sahilde belirli bir kesimin yok olduğunu fark eder. Sahildeki çocuklar yetişkinlerin yokluğunu fırsat bilip bunu eğlenceye dönüştürürler. Ama durumun ciddiyeti fark edilmeye başlanınca panik ve korku baş gösterir. Sam ise istemeyerek de olsa duruma müdahale eder ve kaosu bastırmaya çalışır. Bir yandan da yeni arkadaşlar edinir ve birlikte bütün bu olanların nedenini araştırmaya başlarlar. Fakat Coates Akademisi'nden bir grup çocuk, sahile gelerek yönetimi devralır. Başlarda çok yardımsever ve cana yakın gibi görünseler de asıl amaçları sahili ele geçirmektir. Çok geçmeden kendilerine tehdit olarak gördükleri çocukları susturmaya başlarlar. Sahildekiler yavaş yavaş Coates'luların göründüğü gibi olmadıklarını anlarlar ve Sam'den başa geçmesini beklerler. Sam ise başlarda Coates'lularla karşı karşıya gelmek istemese de sonralarda özellikle Coates'luların lideri Caine ile sıkı bir mücadeleye girişir ve iki okulun öğrencileri arasında bir savaş başlar.

   Kitap, Artemis Yayınları'nın gençlik serisi olarak geçiyor. Yazarın üslubu Percy Jackson & Olimposlular serisine benziyor biraz. Bunun sebebi karakterlerin 13-14 yaşlarında olması sanırım. Bu durum başlarda bana biraz garip gelse de çabuk alıştım. 

   Biraz sabırsız olduğum için, kitabın başında bu olayların nedenini öğrenmek için yerimde duramıyordum; tek öğrenmek istediğim bunların neden olduğuydu, olan olaylar da merakımı arttırmaktan ziyade sıkılmama neden olmuştu. Ama ne zaman bu Coates'lular geldi, asıl o zaman olaylar başladı :)

   Kitabın konusu dediğim gibi, çok ilginç; "Keşke büyükler olmasaydı." diye bir dilekte bulunup istediği kadar abur cubur yemek isteyen çocuklara ders olsun diye okutulacak bir kitap :D Şaka bir yana, kitabın konusu bana çok orijinal geldi. Zaten kitabı da bu yüzden okumak istiyordum.

   Kitabın kapağından da bahsedeyim kısaca. Kalın kapaklı ve ciltli kitapları çok severim ^^, Yoklar da kalın kapaklıydı. Bir de ayraç yerine kitaplardaki ipi kullanmayı seviyorum ki bu da Yoklar'da mevcuttu.

   Başlarda sıkılsam da sonralarda keyifle okuduğum bir kitaptı. Kitabın genç serisi olması yüzünden bana pek fazla hitap etmediği kanaatindeyim. Bundan 3-4 yıl önce okusaydım belki daha çok keyif alabilirdim ama yine de kitabı severek okudum. Seriye devam etmeyi düşünüyorum çünkü henüz cevaplanmamış bir çok sorum var :)

Kitaptan küçük bir alıntı:

Sam, akvaryumdan kurtulmak isteyen bir balıktı ve RSGB duvarı da akvaryumun sınırlarını oluşturuyordu. Tıpkı akvaryumun saydam cam duvarları gibi bariyer de onları burada hapsediyordu.

-Sayfa 337

ARKA KAPAK

Paylaş: