Kış soğuğu kendini en çok bu günlerde hissettiriyor. Özellikle de rüzgarın uğultusu ve yağmurun sesini dinleyerek, battaniyenin altına girip bir kupa çay eşliğinde kitap okuma zamanları hep bunlar. Ama ben bunları yaptım mı, tabii ki hayır... Çünkü final haftası öncesine yetişmesi gereken milyon tane rapor ve sonrasında final için çalışılması gerekilen milyon tane dersim vardı ve bu ders çalışma durumu hala da devam etmekte; önümüzdeki iki hafta boyunca yatmadan önce okuyacağım birkaç sayfa dışında göreceğim tek sayfa, ders notları olacak. Yine de bu yoğun tempoya rağmen bu ay 3 kitap bitirdim.
Bu ay bitirdiğim ilk kitap, Hobbit ve Felsefe'ydi. Kitap, beni oldukça şaşırttı çünkü beklediğimden çok iyiydi. Kitabın dili öylesine samimiydi ki; biriyle Orta Dünya üzerine sohbet ediyormuşum gibi hissettim. Bu yüzden de kitabı tadını çıkara çıkara, yavaşça okudum. Bolca not aldım, bahsedilen konular üstünde düşündüm ve tabii ki Orta Dünya'yı özledim.
BOFTA'nın vizyona girmesine günler kala yıllar önce okuduğum Hobbit'i tekrar okudum. O muhteşem dünyayı, havasını, karakterlerini nasıl da özlemişim... Yüzümde şapşalca bir sırıtmayla, yer yer de gözlerim dolarak okudum kitabı. İlk okuduğum zamandan farklı olarak ise J. R. R. Tolkien'den Hobbit Resimleri'ni koydum önüme. Bu iki kitabı eş zamanlı okudum gibi bir şey oldu: Hobbit'ten birkaç bölüm okuyup Hobbit Resimleri'ni açtım ve Tolkien'ın çizimleri sayesinde hayal gücüne birazcık da olsa girmeye çalıştım. Hobbit'i tekrar okumak farklı bir deneyimdi, J. R. R. Tolkien'den Hobbit Resimleri ise Hobbit'in yanında iyi gitti. Ama bunu bir de ayrı olarak, doya doya incelemek istiyorum.
Bu ay Tolkien ayı oldu benim için, önümüzdeki haftalarda da Orta Dünya kitaplarını okuyup bunu uzatmak niyetindeyim.
Aralık ayında sizler hangi kitabı/kitapları okudunuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder