, , , , , , , ,

Yorum: H.G. Wells - Zaman Makinesi

Tür: Bilim Kurgu, Klasik, Macera
Goodreads Puanı: 3,84 (239.220 oy)
Orijinal Adı: The Time Machine
Yayınevi: İthaki Yayınları
Çeviri: Volkan Gürses
Basım Yılı: 2014
Sayfa Sayısı: 121
On dokuzuncu yüzyılın sonlarında İngiltere'de bir bilim adamı akşam yemeğine çağırdığı konuklarına zaman makinesi olduğunu iddia ettiği bir aygıtı gösterir. Saygıdeğer konukları ona inanmayı reddeder, ancak bir hafta sonra tekrar evinde toplandıklarında onu bitkin, sefil ve perişan bir halde bulurlar. 802701 yılında, bir zamanlar Londra'nın bulunduğu noktada tanık olduğu yaşamı anlatır onlara. Geleceğe yolculuk etmiş, geleceğin ırkıyla tanışmıştır; birer peri kadar hoş, meyveyle beslenen, yaşamlarını neşeli bir tembellik içinde geçiren sevimle torunlarımızla...

Ancak insanın evriminin tek sonucu, dünyayı miras alan tek tür onlar değildir. Yeni Aden'in altındaki tünellerde yaşayan başka bir canlı türü daha vardır.

Bilim kurgu serüvenini başlatan ilk ve en görkemli adımlardan biri olan bu klasik romanda H.G. Wells, insanoğlunun hiç eskimeyecek zaman yolculuğu düşünden yola çıkarak yaşam biçimlerimizin evrildiği yönü sorguluyor.
Zaman Makinesi, alınacaklar listemde alınmayı bekleyen en eski kitaplardan biriydi. Küçük yaşlarda Jules Verne sayesinde bilim kurguyla tanıştıktan sonra, bu tür hakkında araştırmalar yapmış ve Wells'in adıyla karşılaşmıştım. Kendisini ve bilim kurguya yaptığı inanılmaz katkıları öğrenmiş, yazdığı kitapları ama özellikle de Zaman Makinesi'ni çok merak etmiştim. Araya başka kitaplar, başka ilgiler girse de H.G. Wells'in kitaplarını okumak, aklımın bir köşesinde hep vardı.Geçtiğimiz aylarda bu uzun soluklu isteğimi yerine getirmiş bulundum; Zaman Makinesi'ni edindim. Kitabı bir ay gibi uzun bir süreye yayarak okuyup bitirdim.

Öncelikle, kitaba başlarken, konusu hakkında çok az şey bildiğimi söylemeliyim. Bir adamın zaman makinesi inşa ederek geleceğe gidişinin işlendiğini biliyordum, sadece. Ne Wells'in üslubuna aşinaydım ne de kurgu hakkında bilgim vardı. Bu yüzden boşlukları, daha kitabı okumadan kendim doldurdum ve büyük bir hata ettim. Zaman Makinesi'nde işlenen gelecekte teknolojinin en üst seviyeye ulaştığıyla ilgili ya da en azından günümüz dünyasıyla bağlantılı bazı örnekler görmeyi bekliyordum. Çünkü şu ana kadar okuduğumuz/izlediğimiz bilim kurgularda gelecek, genellikle teknolojiyle iç içe geçmiş bir biçimde sunuluyor; bu kurgularda insanlığın her zaman daha gelişmiş, daha iyi bir geleceğe doğru yol aldığını görüyoruz ve öyle düşünüyoruz. Ama H.G. Wells, en azından benim aklımdaki bu imajı silerek farklı bir bakış açısı kazandırdı bana. Kendisinin üslubundan bahsederken bu konuyu bayağı bir açacağım ama şimdilik, kitabın günümüzden 120 yıl önce yazıldığını da düşünecek olursak, böyle bir bakış açısına hayran olmamak elde değil, diyorum.

H.G. Wells'in üslubu, okuduğum diğer bilim kurgu yazarlarından çok farklı. Öncelikle kendisi, bu konuda yazan diğer yazarlardan farklı olarak çok uzak bir geleceği işlemiş; bundan bir yüz veya bin yıl sonrasını değil, 800.000 küsur yıl sonrayı kaleme almış. Bunu teknolojiden ziyade toplumsal yapıları odağına alan, his ve duygulara daha çok yer veren, bu yüzden de betimlemesi bol, süslü bir anlatımla yapmış.

Farklı olduğu bir diğer nokta ise geleceğe hangi açıdan bakıp yorumladığıydı. WellsZaman Makinesi'nde doğanın üstün olduğu bir gelecek çizmiş; teknolojik gelişmelerin olabileceğini tahmin etse de sonunda, doğanın ipleri eline aldığı ve insanlığın eski ilkel yaşamına döndüğü bir gelecek yazmış. Böyle bir gelecekte evrimden kaynaklı sınıf yapıları gibi sosyal konuları, okuyucuyu düşündürerek işlemiş. Bu üslup, alışkın olduğum o aksiyon dolu, teknolojik gelecek senaryolarından çok farklı olduğu için başta beni biraz çarptı ki ben bu incecik kitabı bir günde sadece yolda okuyarak bitiririm diyordum; ama araya vizeler, başka kitaplar vs. de girince bir ay gibi uzun bir süreye yaymak durumunda kaldım. Vizelerim olmasaydı bile böyle bir kitabı aralıksız okuyarak kısa bir sürede bitiremezdim, sanırım. Wells'in kurguladığı gelecek, bol betimleme ve tartışma içeren, üzerinde düşünmeyi gerektiren türden. Bu yüzden kitabın uzun bir zamana yayılarak okunmasını tavsiye ederim.


Yakın zamanlarda aynı türe ait eserleri verdikleri için Zaman Makinesi'ni okurken sıklıkla Wells'in üslubunu Verne'inkiyle karşılaştırırken buldum kendimi. Verne'deki o çılgın bilim adamı/mucit havasını Wells'de hissetmedim; Verne'in daha maceraperest ve heyecanlı; Wells'in daha ağır ve düşündürücü bir üslubu olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca Verne, kurgusunda teknolojiye daha çok yer verirken Wells, sosyal ve toplumsal konulara ağırlık veriyor. Bu yüzden Verne'in hayal gücüne, Wells'in ise bakış açısına ve yorumlarına hayranım.

Kitabın basımından da bahsedeyim. Kapağın sade ve etkileyici; basım kalitesinin ise yüksek olduğunu düşünüyorum. Bu basımda sadece kitabın metni bulunmuyor; Wells'in, üslubunu ve Zaman Makinesi'ni Wells'i baz alarak açıklayan, yorumlayan bir önsöz ile kısacık bir sonsöz de bulunuyor. Özellikle önsözü okumadan kitabı kitaplığınızdaki rafa kaldırmamanızı öneririm. Ben, önce önsözü okumuş ardından metne başlamıştım. Ama tavisyem, kitabı bitirdikten sonra önsözü okumanız. Metne hakim değilseniz veya metni daha önce okumadıysanız, bu önsöz kafa karıştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Ayrıca, önsöz birazcık spoiler içerdiği için de en son okumak daha mantıklı geliyor bana. Metni bitirdikten sonra önsözle birlikte kitabın, Wells'in ve yazıldığı dönemin daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum.

Zaman Makinesi, okuduğum en derin bilim kurgulardan biriydi. Düşündüğümden daha farklı bir kitapla karşılaşmış olsam da Wells, ortaya attığı fikirler ve bunları destekleme biçimiyle beni düşünmeye sevk etti ve kitabı sevmemi sağladı. Kitabın yazıldığı dönemi de göz önüne alınca Zaman Makinesi, favorilerim arasındaki yerini aldı. Bilim kurguya ilgi duyan her bireyin bu kitabı okuması gerektiğini düşünüyorum.



"İnsan hayatı," der Wells, "evrenin akışı içindeki bir girdap gibi, yanıltıcı bir şekilde sakindir; bilimse insanın karanlığa yaktığı bir kibrittir ve kibritin ateşi karanlığın sandığımızdan daha da karanlık olduğunu gösterir."





post signature
Paylaş:

5 yorum:

  1. Bende Wels gibi düşündüğümü farkettim yorumunu okurken. Yani gelecekte teknolojinin yok olup en doğal şartlara donecegimizi hayal ederim. O zaman bu kitabı okumaliyim . Teşekkürler güzel bir yorum olmuş.

    YanıtlaSil
  2. Kitabı çok merak ettim.Ayrıca kapak da o kadar farklı ki. Diğer tüm kitapları bi kenara bırakabilirim. :) Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İthaki'nin diğer bilim kurgu klasiklerinin kapakları da muhteşem ^_^ Rica ederim :)

      Sil
  3. Ben de bu kitabı 2 haftada okuyup dün bitirdim. Gerçekten de çok farklı bir gelecek kurgusu var. Finalini de sevdim.

    YanıtlaSil