Tür: Fantastik, Genç-Yetişkin, Paranormal
Goodreads Puanı: 4.48 (94,441 oy)
Orijinal Adı: Clockwork Prince
Yayınevi: Artemis Yayınları
Çeviri: Selim Yeniçeri
Basım Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 600
Tessa'nın aşkı Gölge Avcıları'nı kurtarabilecek miydi? Yoksa onları sonsuza dek yok mu edecekti?Kitabın kapak olayı yüzünden Mekanik Prens'i edinmeme kararı almış olsam da merakıma yenilip kitabı almıştım. Kitabı bir süre kitaplığımda beklettikten sonra, yakın zamanda Mekanik Prenses'in çıkacağını duyunca kitabı okumaya karar verdim. Yazarın en sevdiğim serisi Cehennem Makineleri Serisi olduğundan kitabı bir çırpıda bitirmemek için elimden geleni yaptım. Yazarın en iyi kitabının hangisi olduğuna karar vermek için Cassandra Clare'in bu seriyi bitirmesini beklemem gerekse de Mekanik Prens benim gözümde -Will'e olanlara rağmen- Clare'in yazdığı en iyi kitap olma yolunda ilerliyor.
Londra Enstitüsü'ndeki dengeler hiç bu kadar hassas olmamıştı. Konsey, Charlotte'ın gücünü elinden almak ve bu gücü, ahlak değerlerinden yoksun, gözünü iktidar hırsı bürümüş Benedict Lightwood'a vermek istiyordu.
Will, Jem ve Tessa, Enstitü'yü ve Charlotte'ı kurtarma umuduyla Mortmain'in geçmişiyle ilgili sırları araştırmaya karar verdi. Ancak tek keşfettikleri düşmanın amacı değildi. Aynı zamanda Tessa'yla ilgili huzursuz edici Gölge Avcısı bağlantısını da öğrendiler. Zaten Will ve Jem'in ilgisi arasında kalan Tessa, kendisinin bizzat bir "canavar"a dönüşmesine Gölge Avcıları'nın yardım ettiğini öğrenince başka bir seçimle daha yüz yüze gelecekti.
Mekanik Melek'le kıyaslandığında, kitabın aksiyon açısından durgun olduğu göze çarpıyor. Aksiyonun yerini karakter analizleri alsa da bu, her karakter için geçerli değil. Kitap daha çok, Will'in geçmişi ve Mortmain'in planları üzerine kurulu fakat Jem-Tessa ikilisi arasında gelişen duygular da kitaba yön veren olaylardan.
Will'in geçmişi hakkındaki sorular fazlasıyla cevaplanıyor. Pyxis'i açtıktan sonra başına gelenleri ve ailesinin yanından ayrılıp Enstitü'ye gelmesinin nedenini Mekanik Prens'te öğreniyoruz. Cevaplara eşlik eden sürpriz olaylar ise aksiyon eksikliği çeken kitabın temposunu yükseltiyor.
Normalde, aşk üçgenleri ve bir buna bir şuna yanaşan kadın karakterleri içeren kitaplardan hiç haz etmem. Ama Mekanik Prens'teki Will-Tessa-Jem üçgeni beni o kadar da rahatsız etmedi. Jem ve Tessa'nın arasında geçenlerin kitaba ve seriye ayrı bir heyecan kattığını düşünüyorum; Tessa'nın Will ile birlikte olmasını istesem de bu kısımları severek okudum.
Kitabın en can alıcı yeri sonuydu. Cassandra Clare, kitabı öyle bir yerde bitirmiş ki serinin sonraki kitabını merak etmeden duramıyorsunuz. Mekanik Prenses'i merakla beklemek için bir diğer neden ise Tessa konusunun ucu açık bırakılmış olması... Mekanik Prens'te, Tessa'nın ne olduğuna dair birkaç bilgi yer alsa da tam olarak doğru olduklarından emin olamadığım için Tessa ve ailesi hakkındaki soru işaretlerinin Mekanik Prenses ile giderileceğini umuyorum.
Kitabın kapağına da değinmek istiyorum. Aslında değinmekten ziyade bu konunun üstüne basacağım sanırım. Okuyucuların Artemis'e karşı tavır takınmalarının nedenlerinden biri Mekanik Prens kriziydi. Kitap, beklenen tarihten aylar sonra satışa çıkmıştı. Okuyucular en azından orijinal kapak kullanılacak diye avunurken, Jem'le uzaktan yakından alakası olmayan birinin yer aldığı bu kapak kullanıldı. Serinin ilk ve son kitaplarının kapaklarının orijinal olduğu düşünülürse, Mekanik Prens için orijinal kapak kullanılmamasının mantığını anlayamıyorum ve orijinal kapağa bayılan biri olarak Artemis'in hazırladığı bu kapağı hiç mi hiç sevmiyorum.
Serinin ilk kitabı gibi Mekanik Prens de okuyucuyu içine çeken sürükleyici bir anlatıma ve renkli karakterlere sahip, -kapağı dışında- mükemmel ötesi bir kitaptı. İçerik, kapağın vasatlığını unutturacak kadar kusursuz. Kitabı sırf kapağı yüzünden almamazlık yapmayın, aksi takdirde serinin hatta yazarın en iyi kitabını kaçırmış olacaksınız.
"Sana hayatımı önerebilirim ama çok az zamanım kaldı. Sana kalbimi önerebilirim ama daha kaç kez atacağını bilmiyorum. Yine de seni o kadar seviyorum ki hayatımın geri kalanını -ne kadarsa- seninle birlikte geçirerek mutlu olmayı istemekle sergilediğim bencilliği umursamamanı umuyorum. Seninle evlenmek istiyorum Tessa. Bunu hayatımda hiçbir şeyi istemediğim kadar çok istiyorum."
Jem'den nefret etmek istemiyorum ama Will'in Tessa ile konuşmasını okudukça içim parçalanıyor :( I HATE YOU CC!
YanıtlaSilBenim için de bu kitap yazarın en iyisi. Bir sonraki kitabı nasıl okuyacağım bilmiyorum, hele son bölümün adının London. 2007 olduğunu bilirken :(
Son kitap heyecanı var bende de, neler olacak nasıl bitecek meraktan çatlıyorum :)
SilBak ben son bölümün adını bilmiyodumm.... Off 3. kitabı daha beğeniceğimi düşünüyorum. Hem her şeyin açıklığa kavuşulacağı için hem de bol bol ağlamaklı olduğunu duyduğumdan :D
SilBen Team Will diyorum her zaman ki gibi ama Jem'e de kötü gözle bakamıyorum nedense... :(
Ben de aynen böyle hissediyorum, Team Will desem de Jem'e kıyamıyorum :/
Sil