, , , , , ,

Aylık Rapor | Ocak 2019


Yepyeni bir yazı dizisiyle herkese merhaba :) Şu yazıda bahsettiğim gibi, her ayın sonunda o ay içinde yaptıklarımdan bahsedeceğim Aylık Rapor isimli yeni bir yazı dizisine başlıyorum. Okuduğum kitaplardan, izlediğim dizi ve filmlere; hatta hobilerime kadar farklı birçok alanla ilgili bilgiler vereceğim güncelleme tarzı bir yazı dizisi olacak. Lafı daha fazla uzatmadan bu ayın raporuna başlıyorum ^_^


"Yeni yıl, yeni ben" söyleyişini uygulamaya koyup hem blogda hem de blogun sosyal medya hesaplarında daha aktif olmayı amaçlamıştım, ama olmadı :D Instagram'daki hikayelerimden takip ediyorsanız boynuma kadar Call Me by Your Name'e battığımı, ruhen ve aklen otuz yıl öncesinin İtalya'sında kaldığımı biliyorsunuzdur. Bunun içinden çıkamıyorsam dibini görene kadar derine inmek, bana mantıklı gelen tek yol olduğu için de ocak ayının tamamını CMBYN kafasında geçirdim. Tumblr fangirllüğü ve sayfalarca süren fanfictionların içinde kaybolmakla dolu geçen bir ayın ardından, halen dibi göremediğimi düşünüyorum :D

Ocak ayını Call Me by Your Name'i okuyarak geçirdiğimi bilmek, şaşırtıcı gelmeyecektir. Şimdilik kağnı hızında okuyorum kitabı; audiobooku ve ebookunu da sayarsak bu, kitabı en az üçüncü okuyuşum. Neler olacağını bilerek okumak, ayrıntıları ve yapılan göndermeleri yakalayıp bunlara odaklanmamı kolaylaştırıyor ve kitaptan aldığım keyfi katlıyor; o sonu okumayı geciktirdiğimden değil yani...

Dizi ve filmlere geçmeden önce, CMBYN'in gazıyla İtalyanca'ya başladığımdan da kısaca bahsedeyim :D Bundan önce Skam Italia sağ olsun, orası da beni biraz gaza getirmişti ki üniversiteye başladığım zamanlarda da bir İtalyanca sevgisi vardı içimde. Tüm bunlar arka arkaya gelince, aldım defteri ve kalemi elime... Halk eğitime gitmeyi düşünmüştüm ama yaşadığım ilçede İtalyanca kursu olmadığını gördüm; ben de çeşitli sitelerden, videolar eşliğinde öğrenmeye başladım. Şimdilik selamlaşmalar, sayılar, günler vs. şeklinde ilerliyorum; yavaş bir şekilde, gidebildiğim kadar gideceğim bakalım... Bir yandan da yazın başladığım İspanyolca'ya devam etmeyi düşündüm ama bu iki dildeki benzerlik, beni korkuttu; kelimelerini karıştırırım filan, İspanyolca şimdilik kalsın... Bir de Skam France'in etkisiyle Fransızca'ya ucundan bakmayı düşünmüştüm, fakat sadece bakıp çıktım :D



Skam demişken... Ocak ayında, izlemeye fırsat bulamadığım bir diğer Skam versiyonuna, Druck'a baktım. Karakterleri ve konuşma tarzlarını pek beğenmediğim için bu versiyonu izlemeyi düşünmüyordum; ama Skam France'in yeni sezonunu beklerken izleyecek başka bir şey bulamadım. Şimdi ise diziye bayılıyorum; özellikle de karakter gelişimlerine ve senaryonun bazı yönleriyle Skam'dan farklılaştırılmasına hayranım. Druck dışında Skam France'in yeni sezonunu takip ediyorum ve bu sezon hakkında söylemek istediğim o kadar çok şey var ki... Başlarsam kendimi durduramam diye bu konuya hiç girmiyorum :D Onun yerine, bu ay izlediğim diğer dizilere, Sex Education ve Alias Grace'e geçeyim ^_^

Sex Education'a Asa Butterfield ve Gillian Anderson için başlamıştım. Değindiği noktalarla cinsellik ve cinsel eğitim üstüne insanı düşündürse de, bunların işleniş tarzıyla çerezlik olarak tabir edilen diziler kategorisine de giren bir dizi bence. Oyuncularla ilgili ufak birkaç şey de söylemek istiyorum. Birincisi, Asa ne kadar da büyümüş öyle... İkincisi, Emma Mackey'nin Margot Robbie'yle olan benzerliği beni her seferinde hazırlıksız yakalıyor. Son olarak, biricik Scullyciğimin oyunculuğu her zamanki gibi müthiş!

Alias Grace'i ise soluksuz bir şekilde, tek oturuşta izledim. Hikayenin yavaşça, detayların bölümlere yedirilerek anlatılmasıyla o gerilim insanın içine kadar hissettiriliyor. Senaryonun beklenmedik biçimlerde yön alması ve o muğlak sonu da diziyi özgünleştiren etmenlerden bence... Dönem dizilerini seviyorsanız bakmanızı tavsiye ederim ki Alias Grace 6 bölümlük bir mini-dizi, tek seferde kolayca bitirilebilir. Bir de, dizinin kitaptan uyarlama olduğunu belirteyim. Kitabını da elimdekilerin bir kısmını bitirdikten sonra edinmeyi düşünüyorum.


2018'in son haftalarında resme merak salmıştım. İlk projem için de Sherlock'un oturma odasındaki Mr. Blue Skull tablosunu seçmiştim. Sonunda o resmi geçen hafta bitirdim. Aslında istesem birkaç günde bitirilebilecek bir projeydi; ama amacım resmi bitirmek değil, resim yapmaktan zevk almaktı. O nedenle bu süreyi bayağı bir uzattım ben ;) Ortaya çıkan eser de fena olmadı sanki... Sıradaki proje için içimdeki art deco sevdasına ses verdim, White Collar'da Neal'ın yaptığı Chrysler Binası'nı yapmayı düşünüyorum. Resmin çizimini halletim gibi; ama çizgiler o kadar karmaşık ki tuvale her şeyi aktarıp aktarmadığımdan emin değilim. Bundan her an vazgeçip başka bir şey de yapabilirim :D Bu arada resmi aktarırken kareleme yöntemini kullanıyorum ben; çizim becerim, serbest çizebileceğim kadar iyi değil...




Film konusunda ocak ayını bayağı iyi geçirdiğimi düşünüyorum. Her birinden bahsedip yazıyı daha fazla uzatmak istemiyorum. Genel olarak izlediğim filmleri beğendiğim bir ay geçirdim. Favorilerimin The Spy Who Dumped Me ile Juliet, Naked olduğunu da ekleyip bu yazıyı sonlandırıyorum :)

Kapanışı yapmadan önce, ufak bir haberi de paylaşmak istiyorum. Bir süredir blogun temasını baştan aşağı değiştirmeyi düşünüyorum. Daha minimal ve sade bir tasarımın hakim olduğu, bazı özelliklerini de buna göre düzenleyeceğim yeni bir tema arayışındayım. Bir gün buraları değişmiş görürseniz, şaşırmayın diye şimdiden haber edeyim dedim ^_^

Ocak ayı benim için böyle; CMBYN ve Skam versiyonlarına gömülüp bolca film izleyerek, kalan zamanlarımda ise resim yapıp İtalyanca öğrenmeye çalışarak geçti. Siz bu ay neler yaptınız?

post signature
Paylaş:
Devamını Oku
, , ,

Ne(ler) Yapıyorum | 13


Herkese merhaba :) Bayağıdır böyle, güncelleme tarzı yazılar paylaşamıyordum yoğunluktan. Şimdilerde programım biraz daha serbest olduğu için rahatlıkla kitap okuyabiliyor, blogum üstüne düşünebiliyorum.

Bu aralar CMBYN'e takmış durumdayım. Kitabını okuyorum hala, zaman zaman da audiobookunu açıp cümleleri bir yandan dinleyip bir yandan kitaptan takip ediyorum. Bazen filmden sevdiğim sahneleri bulup izliyorum, kitabıyla karşılaştırıyorum bunları. Bazen de fanfictionlarına bakıp yazılan o son dışında, okuduğum herhangi bir sonu zihnime kabul ettirmeye çalışıyorum filan... Henüz takıntı seviyesine gelmedim; lakin şuncacık kaldı, hissediyorum :D Başka türlerde diziler izlediğim, kitaplar keşfettiğim zamanlar da oldu; ama ocak ayını CMBYN'in yörüngesinde geçiriyorum genelde :D

Gelelim yazının asıl amacına... Bu yazı, belki de son Ne(ler) Yapıyorum yazısı olabilir. Çünkü, yaptıklarımı aylık olarak paylaşacağım Aylık Rapor isimli yeni bir yazı dizisine başlama kararı aldım ^_^

Aylık Rapor ile bu yazıları belli bir düzene oturtmayı amaçlıyorum. Bu, her ayın sonunda o ay okuduğum kitaplardan ve izlediğim yapımlardan bahsedeceğim güzel bir yazı dizisi olacak umarım. Hatta kitap, dizi, film üçlüsünün yanında o ay içinde yaptığım diğer uğraşlarımdan da bahsetmek istiyorum ki şu sıralar, resimden dil öğrenmeye birçok farklı alanla ciddi olarak ilgilenmeye başladım. Bunları da dahil edeceğim, aylık güncelleme yazısı gibi bir şeye başlayacağım yani :)

Bu ay ne(ler) okudum yazı dizisini de buna dahil etmiş olacağım, zira böyle yazılara uzun zamandır yer vermiyordum; bunu da canlandırmış olacağım. Bazı ayları hiç kitap bitirmeden geçirdiğim için de yazı dizisinde aksamalar meydana gelebiliyordu. Sadece kitapların olmadığı, başka ilgi alanlarını da içeren bir yazı dizisini kaleme almak en iyisi gibi görünüyor :) Ay içinde yaptıklarımı not etmenin yanında, bu sayede bloga düzenli olarak yazı girmiş de olacağım. Hatta belki yaptıklarım, başkalarına ilham olur; benzer hobilere yönelmenizi sağlarım. Kazan-kazan durumu, anlayacağınız...


Bu yeni yazı dizisine 2019'un ilk ayında başlıyorum. Ayrıca, bu ocak ayında ajanda tutmaya da başladım ;) Hayatımdaki bu yenilikten bahsetmem lazım zira ben genelde kafasına göre takılan, hevesi geçince işi yarım bırakabilen, çoğu şeyi aklında tutarak hayatına devam eden biriyim. Kafama esince sayfalar dolusu yazabiliyorum; günlük yazmak, düzenli olarak not almak pek bana göre değil yani... Ama ajanda tutarak bunu değiştirmeyi amaçlıyorum ^_^ Aslında, bullet journal fikrini daha çok beğenmiştim ve önce buna başlamak istemiştim. Uygun fiyatlı noktalı defterlerin yokluğu ve sonrasında üstüme çöken üşengeçlik ile hazır bir ajandanın bana daha uygun olduğuna karar verdim. Le Color'ın bu, yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz ajandasını beğendim ve kullanmaya başladım. Boyutu benim çok hoşuma gitti; bir de, içeriğinin çoğunu muğlak bırakmalarını sevdim. Yıllık takvim sayfası ile haftalık olarak ayrılan bölümleri dışında, ajandanın devamında noktalı sayfalar bulunuyor. Kalanını istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Ben ajandamı hobilerimi takip etmek, okuduğum ve izlediğim eserleri not almak için kullanmayı amaçlıyorum. Artık bu da beni belli bir düzene oturtmazsa, hiçbir şey oturtamaz!


post signature
Paylaş:
Devamını Oku
, ,

Kitap Alışverişi | 19


Yeni yılın ilk alışverişiyle, yeni yılın ilk yazısından merhaba :D Şurada bahsettiğim bir Kitapyurdu alışverişim vardı, bilmem hatırlar mısınız... İşte, oradaki hediye çekini kullanmak için ufak bir alışveriş yapayım, dedim. Çünkü biliyorum ki, o çeki aklımdayken kullanmazsam unutacağım.

Her neyse, kardeşimle ortak bir alışveriş gerçekleştirdik. Benim aldıklarım ise yukarıdakiler...

Aldıklarımın ayrıntısına geçmeden önce, alışverişten biraz bahsedeyim. Siparişi cuma akşamı oluşturdum ve kitaplar elime dün geçti. Nitekim biri hariç, sepetteki tüm kitaplar aynı gün temin ediliyordu; diğerinin temin süresi ise 1 gündü. Kitaplar umduğum sürede, kısa zamanda bana ulaştı. Fakat Kitapyurdu'nun şu paketlemesi ne olacak, hiç bilmiyorum... Önceki siparişimde paketlemeden memnun kalmıştım ama kitap temininde sorun yaşamıştım; ondan da öncekinde kitap temininde sorun yoktu ama kargo sorunluydu. Böyle bir ileri, bir geri giderek; her siparişte memnun kalmadığım bir nokta oluşturmayı başarıyorlar ya... Yaşadığım kargo sorunları, farklı bir kargo firması tercihiyle çözüldü. Bu siparişimde ücretsiz olduğu için MNG Kargo'yu seçmiştim ve firmayla sorun yaşamadım. Aynı şekilde kitap temininde de bir sıkıntım yoktu. Ama geçen siparişte düzeldiğini gördüğüm paketleme, bu sefer olmamıştı. Kitaplar kutudan, incecik bir plastiğe sarılı şekilde çıktı. Kutu diyorum ama aslında kutu da değil; büyük, kartondan bir zarf adeta... Keşke bu kartonun içinde, kitapların zarar görmesini engelleyecek balonlu naylon veya bunun muadili bir malzeme bulunsaydı. Kitaplar zarar görmemiş olarak geldi fakat zarar görebilirdi de; özellikle kutunun içinde bu kadar boşluk varsa... Kitapların kutu içinde hareket ederek, oraya buraya çarpmasını engelleyecek dolgu malzemeleri olmalı diye düşünüyorum.

Gelelim aldıklarıma ;) CMBYN'i şu anda okuyorum zaten; hem de böyle yavaş yavaş, tadını çıkara çıkara, her bir cümleyi derinden anlayarak... Kalbimi binbir parçaya bölen o sonu okumayı olabildiğince uzattığımdan değil :D Anlayacağınız, bu acıyı bir de ana dilimde yaşamak istedim ve Adınla Çağır Beni'yi aldım. Yanına da olayların -CMBYN gibi- İtalya'da geçtiği Yetenekli Bay Ripley'i ve eski Yunan edebiyatından Zincire Vurulmuş Prometheus'u ekledim.

Şimdi, bu kitaplar ne alaka, diye düşünebilirsiniz. Ama işin içine CMBYN'i ekleyince, her şey yerine oturuyor :) Yetenekli Bay Ripley, CMBYN fanlarına tavsiye edilen kitaplar listelerinde sürekli karşıma çıkmıştı ve evet, "listeleri" diyorum çünkü böyle bir sürü liste buldum. Listedeki çoğu kitapların CMBYN ile alakasına pek katılamayacağım, ama kendi listemi oluşturmamda bayağı katkısı olduğunu söyleyebilirim. Konusu ilgimi çekince hakkında biraz araştırma yaptım, ön okumasına baktım ve kitabı sepete attım.

Zincire Vurulmuş Prometheus'u da CMBYN'in içimdeki antik Yunan ve Roma ilgisini uyandırmasıyla sepete atmış bulundum. Doğup büyüdüğüm şehirden dolayı, küçüklüğümden beri eski Yunan uygarlığına karşı hep bir merakım vardı. CMBYN o merakı canlandırdı ve Perlmanlardaki o kültür dolu atmosferi yakalayabilmek için Zincire Vurulmuş Prometeus'u aldım. Şu eski yorumları yazmayı bitirebilirsem, CMBYN'in de etkisiyle, buralarda bolca eski Yunan eserlerine ait kitap incelemeleri de görebileceksiniz ^_^

post signature
Paylaş:
Devamını Oku