, , , , , , , , ,

Yorum: Scott Lynch - Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler (Gentleman Bastard, #2)

Tür: Epik Fantezi, Fantastik, Gizem, Macera
Goodreads Puanı: 4,22 (50.320 oy)
Orijinal Adı: Red Seas Under Red Skies
Yayınevi: İthaki Yayınları
Çeviri: Cihan Karamancı
Basım Yılı: 2015
Sayfa Sayısı: 696
"Canlı, orijinal ve çekici. Muhteşem bir şekilde yazılmış."
-George R.R. Martin

"Bizi tarih kitaplarında ararsan en fazla satır aralarında bulabilirsin. Yok eğer efsanelerde ararsan işte orada övüldüğümüzü görebilirsin."

Usta hırsız ve dolandırıcı Locke Lamora ile ölümcüllüğünden hiçbir şey kaybetmemiş Jean Tannen, evlerinin ve geçmişlerinin enkazından kaçmış, Camorr'un Belası ise Camorr'suz kalmıştır. Ancak oradan oraya sürüklenmek Centilmen Piçler için bile bir seçenek değildir, onlar da en iyi yaptıkları işe geri dönerler...
Bu kez hedefleri Tal Verrar şehir devleti ve şehrin en korunaklı, görkemli binası Günahane'dir.

Görüp görülebilecek en büyük kumarhane olan ve oradan bir tek sikke çalıp hayatta kalanın olmadığı Günahane, Locke'un direnemeyeceği türden bir hedeftir...

...fakat Locke'un kusursuz suçunun beklemesi gerekmektedir.

Çoksatan serisi Centilmen Piç'in ikinci kitabında Scott Lynch, açık denizlerin ve en alçakçasından kurnazlıkların eksik olmadığı sürükleyici öyküsünü, kırılma noktasına kadar sınanan bir dostluğu anlatarak dokuyor ve sarsıcı kalemiyle okurların hayal dünyasını alabora etmeye devam ediyor.
Serinin ilk kitabı Locke Lamora'nın Yalanları, 2015'te bitirdiğim ilk kitaptı. Çok geçmeden kitabın büyüsüne kapılmış ve kitabı fantastik seven sevmeyen, herkese tavsiye etmiştim. Hatta kitaba, bu yıl okuduğum en iyi 5 kitabın içine rahatlıkla gireceğini iddia edecek kadar bayılmıştım. Merakla serinin devam kitabı Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler'i bekliyordum ki İthaki arayı fazla açmadan kitabı, geçtiğimiz haftalarda çıkardı. Ben de elime geçer geçmez kitaba başladım ve az önce bitirdim.

Yoruma geçmeden önce Locke Lamora'nın Yalanları incelememi okumak isteyenleri buraya alayım ^.^ Ayrıca, yorumun serinin ilk kitabı hakkında spoiler içerebileceğini de belirtmeliyim.

Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler, vurucu bir giriş bölümüyle başlıyor. Olay örgüsünün son düğümlerinde yer alan bu kısma yetişmek ve neler olduğunu anlamak için sayfaları ardı ardına çevirdim. Ardından sıra Lamora ve Jean'ın çevirdiği yeni dolaplara geliyor ve ilk kitapla bu başlangıç arasında kalan zaman, bölümler arasında serpiştirilmiş hatıratlarla aydınlatılıyor. Olay örgüsünün bu şekilde düzenlenmesi kafa karışıklığına neden olacak gibi gözükse de zaman çizelgesi gayet de anlaşılır. Gerçi son bölümlerde artık üst üste yığılan dolandırma planları, beynimi yakacak noktaya gelmişti; öyle ki Lamoraların hangi karakteri neye inandırdıklarını, ne şekilde dolandıracaklarını unuttuğum bile oldu. Neyse ki daha sonra her şey açıklığa kavuştu da aklımdaki soru işaretleri silindi; biri hariç...

Kitap, bakın abartmıyorum, bomba bir şekilde bitti. İlk kitabın son bölümünden 658927364713 kat şaşırtıcı, 839594713 kat beklenmedikti. Scott Lynch, cliffhangerın hasını yaptı. Spoiler olmasın diye neler olduğundan bahsetmeyeceğim, ama lütfen ya... Hangi insan bir kitabı böyle bitirmek isteyebilir ki? Böyle bir uzatmayı hiç beklemediğim için, bu son benim için tam bir şok oldu. Umarım İthaki, serinin üçüncü kitabını çıkarmak için gerekli hazırlıklara şimdiden başlamıştır ;)

Scott Lynch'ın karakter yaratma ve betimleme becerilerinden bahsetmeme gerek yok, sanırım. Ama Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler'i Locke Lamora'nın Yalanları'yla kıyaslamam gerekirse bu sefer sürpriz unsuru ve aksiyonun tavan yaptığını, betimlemelerin ve karakterlerin ayrıntılarının birazcık azaldığını söyleyebilirim. Yine de, kendinizi olaylara bir kere kaptırdınız mı -ki bu muhteşem kurguyla bunu yapmak hiç de zor değil- betimlemelerin azlığını veya bazı karakterlerde derine inilmediğini fark etmiyorsunuz bile.

Kitabın ön ve arka taraflarında olayların çoğunun geçtiği alanların birer haritası vardı. Bu bir artı olsa da, haritaların kitap sayfası yerine ön ve arka kapakların hemen arkasına basılmasını bir eksi olarak değerlendiriyorum. Kitabın kapakları kabartmalı olduğu için arkaları da bundan etkileniyor, tabii. Haritalarda var olan kabartma izleri hoş bir görüntü sergilemiyor. Ayrıca kapağa basıldığı için mi bilmiyorum ama haritaların ayrıntıları çok net değildi sanki. Bunlar yerine haritaların daha yüksek çözünürlüklü versiyonları bulunup, ayrı bir sayfaya basılabilirdi diye düşünüyorum.

Böyle karmaşık bir olay örgüsü planlayıp bundan alnının akıyla çıkmak ve bunu canlı betimlemelerle, gerçekçi karakterlerle süsleyip aksiyonu her daim yüksek tutmak herkesin harcı değildir. Scott LynchKızıl Gökler Altında Kızıl Denizler ile favori yazarlarım arasına girmeyi başardı. Serinin üçüncü kitabından daha çok şey bekliyorum; çıtayı yükseltebildiğim kadar yükselttim, The Republic of Thieves'i merakla bekliyorum :)



"Zenginlere hatırlat... Dokunulmaz olmadıklarını. Kilitlerin maymuncukla açılabileceğini ve hazinelerin çalınabileceğini. Hâlihazır İlletler Hanımı Nara, elini bizden sakınsın, tanrı olmadıklarını asla unutmamaları için insanların arasına hastalıklar salar. Biz de zengin ve güçlü kişiler için öyle bir şeyiz. Onların pabuçlarına kaçan taş, böğürlerine batan diken, ilahi adaletin biraz bu taraftaki tekabülüyüz..."





post signature
Paylaş:

13 yorum:

  1. vallahi gece gece meraklar içinde bıraktın bizi :) birkaç bir şey aklımdan geçmiyor değil ama bakalım nasıl bir son bizleri bekliyor :)

    YanıtlaSil
  2. Kitabı okumak için sabırsızlanıyorum, umarım yakında alabilirim :( ilki bile benim için muhteşemdi. Bunun daha güzel olduğunu söylüyorsun, Centilmen Piçler serisinin yeri bende bambaşka olacak demek ki ^.^

    YanıtlaSil
  3. Aklında kalan soru işaretini merak ettim. :) Ve yorumuna bayıldım. Şimdi seninkini okuyunca ben kitap hakkında sanki hiç bir şey yazmamışım gibi hissettim. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merrain'in kime çalıştığını merak ediyorum ya, gerçi tahmin edebiliyorum ama emin de değilim... Ben de hemen seninkini okuyayım :D

      Sil
    2. 3. Kitapta öğreniriz gibime geliyor. Gerçi ben ondan çok Locke'a ne olacak onu merak ediyorum. Ölmeyeceğini biliyorum. Öyle bi karakter ölmez asla. Ama nasıl kurtulacak? Sorular sorular.... :)

      Sil
    3. Yazar ana karakteri öldürmez gibime geliyor ama bakalım...

      Sil
  4. Öncelikle yorumun muhteşem. Bunun için teşekkür ederim. Bu şekilde kurgulanmış bir seri için kötü laf etmek imkansız. Nefes almayı unutuyorsunuz,benliğiniz kayboluyor. Yapılan planlar söylenen sözler bir delinin yapabileceği olay etkisi yaratıyor insanda. Bitmemesi için uzatmayı planlıyorsun ama olmuyor kesinlikle nefes kesici.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler ^_^ Kitap muhteşem olunca yorum da bu şekilde oluyor, tabii :D

      Sil
  5. alır almaz sonuna bakmadığım tek kitap.sen şimdi böyle yazınca çok meraklandım.

    YanıtlaSil
  6. Çok güzel yazmışsın. :) Kitabın yorumunu bende yaparken goodreads'te gördüm seninkini. Yazarın son sayfalarda gerilimi 4546 katına çıkartıp beni ''ne yapıyor bu'' diye düşündürmesine biraz sinirlensem de vazgeçemeyeceğim bir seri ve kitap. Son kitabı çoğu kişi beğenmemiş ben de ne zaman okuyacağım kim bilir. Ama beğenmedikleri kitabı bile severim heralde. :D spoiler-> Otgar'ın sinir bozuculuğu,Requin'in son hamlesi, ve Ezri... EZRI!! burada bitiriyim de ağlamaya gidiyim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumumu beğenmene sevindim :) Bu seri favorilerim arasında olduğundan her türlü okurum ben de ;)

      Sil