, , , , , , ,

Yorum: Sertap Yar - Yarın Yeniden

Tür: Çağdaş/Modern, Türk Edebiyatı
Goodreads Puanı: 3,00 (3 oy)
Orijinal Adı: -
Yayınevi: Sepya Yayınları
Çeviri: -
Basım Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 176
Her aşkın sonu hayal kırıklığı olabilir. Umutla atılan her adımın sonu hüsran, yeni bir sabaha uyanmanın bedeli kederin ağırlığıyla geçen karanlık geceler de olabilir. Bir sabah yatağından yeni bir hayata başlamak için uyanmak ise tüm bunların üstesinden gelebilecek tek sebeptir. Çaresizliği ve yalnızlığı gözlerinden okunan Özlen'in de tek isteği, sevginin varlığıyla nefes alabileceği yeni bir hayattı. Hüsranla biten evliliklerinin, çocukluğunun ve bir aileye sahip olamamanın yaralarını taşıyan, varoluş savaşı hep hayal kırıklığıyla sonuçlanan Özlen, yarın yeniden başlayabilecek gücü ve cesareti kendinde bulabilecek mi?

Yarın Yeniden, hepimizin acısını sırtlanıyor aslında. Sertap Yar bizi yeni bir hayat için yazılmış, duygu dolu bir hikâyeyle baş başa bırakıyor.
Yarın Yeniden, uzun zamandır kitaplığımda okunmayı bekleyen ve Okuma Şenliği sayesinde bitirebildiğim kitaplardan biri. Kitabın kapağına, arka kapak yazısına baktığımda aklımda aşağı yukarı bir konu oluşmuştu. Ama kitap, beklediğimden çok farklı çıktı; bu yüzden de hayal kırıklığına uğradım.

Kitaba çok büyük beklentilerle başlamadığım halde hayal kırıklığına uğradım. Öncelikle kapak, konu ve arka kapak yazısının birbirleriyle uyumundan bahsedeyim. Kapak ve arka kapak yazısının uyumlu olduğunu söyleyebilirim. Ama bu ikilinin uyumu yeterli değil, kitabın içeriğini de yansıtmalıydı. Şahsen ben kapağa ve arka kapak yazısına baktığımda 20'lerinde, genç bir kadının birçok şey yaşadığını ve bunları aşabilmek için çok çabaladığını anlıyorum. Tabii bütün bunlar günümüzde, -kapağa bakarak da- en geç 2000'lerin başlarında yaşandığını düşünüyorum. Ama kitabı açıp okuduğumda bambaşka bir dünyayla karşılaştım. Olaylar, yaklaşık 25 yıl gibi bir zaman dilimine yayılmış ve olayların geçtiği çevre bana çok yabancı. Öyle ki kitabı okurken çok sinirlendim, karakterlere ve yaşadıklarının acımasızlığına sinirlenerek okudum kitabı ama bir kere bile o tanıdıklığı hissedemedim.

Kitabın kurgusu fena değildi. Mantık hataları yoktu ama bazı olayların abartıldığını düşünüyorum ya da bütün bunlara yabancı olduğum için öyle diyorum, bilemeyeceğim. Ama cidden, neredeyse her erkek de aldatır mı yahu! Her kadın bu kadar güçsüz mü; dayak yediği, aldatıldığı, görmezden gelindiği halde bunları geç olana kadar sineye çeker mi? Ayrıca, kitabın cinsellik yönü de fazlasıyla ağır; bunun kapak ile arka kapak yazısıyla uyumsuzluğunu bir kenara koyarsak, cinselliğin aldatma üzerinden anlatılmasını hiç sevmedim. Aldatmanın olmadığını savunmuyorum ama bu kavramın kitapta bu kadar sık ve bu kadar şiddetli olmasının abartılı olduğunu düşünüyorum.

Kitabın anlatımı çok doğal olsa da, aynı şekilde bazı olumsuzluklar içeriyor. Örneğin, yazar olayları kadın karakterin bakış açısıyla anlatırken sonraki paragrafta bir olayı bir önceki paragrafta anlattığını söylüyor. Bu tarz bir uyumsuzlukla neyse ki bir kere karşılaştım. Ama bunun dışında anlatımda bazı kopukluklar da vardı. Özellikle kişi betimlemelerinin birazcık fazla olduğunu düşünüyorum. Bir kişinin özellikleri bir paragrafa sığdırılıp sonraki paragrafta bu kişiyle ilişkili bir başka karakterin özellikleri anlatıldığında konu dağılıyor ve o paragraflar birbirini tamamlamıyor. Onun yerine, bu kişilerin ortak özellikleri veya konuyla ilgisi olan özellikleri anlatılırsa daha iyi olabilir. Karakterlerin diğer özellikleri, olay örgüsü ilerledikçe okuyucuyla paylaşılabilir. Gerçi, kitap biraz da bir anıyı anlatır tarzda yazıldığı için böyle betimlemelerin olması gerektiğini de düşünmüyor değilim.

Yazarın, duyguları okuyucuya güçlü bir şekilde hissettirmesini sevdim. Aslında bu biraz benimle de ilgili olabilir. Okuduğum olaylar bana o kadar ters, ana karakterin davranışları benimkilerle o kadar zıt ki kızın her olayında, her davranışında sinir krizleri geçirdim. Söylenerek, sinirlenerek, kızarak okudum kitabı. Bütün bunların, gerçek bir olaydan esinlenerek yazıldığını da okuduğumu hatırlıyor gibiyim, umarım doğru değildir. Çünkü böyle bir hayatın gerçek olamayacak kadar acımasız olduğunu düşünüyorum.

Yarın Yeniden, kapaktan anlatıma kadar olumsuzlukları olan bir kitaptı. Yazarın birçok okur tarafından severek okunduğunun farkındayım, demek ki daha sonra kalemini geliştirerek iyi eserler ortaya çıkarmış. Ama Yarın Yeniden'ın bu iyi kitaplardan olmadığını düşünüyorum. Ayrıca, Yarın Yeniden ile bu tarz kitapların bana hitap etmediğini de fark ettim. Eğer siz böyle kitaplar seviyorsanız, Yarın Yeniden'i tavsiye edebilirim.



Annelerimizden öğrendiğimiz anaçlık rolünü, eşlerimiz için oynamak zorundaydık ve bu onların hatalarını desteklemekten başka bir işe yaramıyordu. Bu oyunu kabul etmeyen kadınlarımız, ağır şiddete boyun eğmelilerdi.





post signature
Paylaş:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder