, ,

Etkinlik: Too Much Information [TMI]


Birçok etkinliğe katılmaya çalışsam da uzun zamandır tag yapmamıştım. Yorumbaz'ın diğer bloglardan görüp kitaplara uyarladığı Too Much Information tagini SaklamaKabı'nda Eren de yapmış ve beni etiketlemiş. Tag hakkında kısaca bilgi de vereyim; Too Much Information'ın dilimize tam çevirisi "Çok Fazla Bilgi" olarak geçiyor. Kendinizle ilgili saçma ve gereksiz kısacası çok fazla bilgiyi paylaşıyorsunuz. Yorumbaz'ın tag yazısına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz; Eren'in vlog olarak yaptığı tage ise buradan ulaşabilirsiniz.

Aslında Eren beni bir başka tag için de etiketlemişti ama etrafımda beni sinir eden çok insan kalmadığı için bunu, Too Much Information'ın içine birkaç madde şeklinde koyabileceğimi düşündüm. Yorumbaz gibi ben de aklıma gelenleri sıralayacağım fakat onunkinden farklı olarak benimki sadece kitap ile ilgili olmayacak; kitap-dizi-film üçlüsü ağırlıklı olarak biraz da kendimle ilgili bilgiler vereceğim. Birkaç kişiyi etiketleyip onları zora sokmak istemiyorum, isteyen herkes yapıp linkini yazının altına yorum olarak bırakabilir :)

1) Yorum Cadısı, değişim geçirmiş bir blog. İlk olarak "Kitap Baykuşu" adıyla bir blog açmıştım fakat izlediğim dizi ve filmleri de paylaşmak istediğim için adını değiştirdim. Yazılarımı buraya taşıdım ve blog hayatıma kaldığım yerden devam ettim.

2) Bütün hayvanları sevsem de kedilerin yeri ayrıdır. Profilimde gördüğünüz kedi fotoğrafı da kendi çekimim, bahçede beslediğim kedilerden birine ait ^_^

3) Bir kitabı almadan önce çok araştırma yaparım. Eğer alacağım kitap kitapçıda kalmadıysa onun yerine başka bir kitap almam. Tabii bu durum, daha önce okumadığım bir yazarın kitabı için geçerli.

4) Blog açmak, hayatımda yaptığım en iyi şeylerden biri. SaklamaKabı'ndan Eren, Yorum Durağım'dan Damla ve Sihirbazın Güncesi'nden Emin'le blog sayesinde tanıştım fakat birbirimizi yıllardır tanıyormuşuz gibi hissediyorum. Blogumun bana kattığı en değerli şeyin bu üç kişi olduğunu düşünüyorum.

5) Başkalarının kitaplarını okuyamam ve kitap ödünç vermeyi hiç sevmem. Şu anda kitap ödünç verdiğim tek kişi ise kardeşim :) Gerçi ben, ikimizin kitaplarını bir gördüğümden birbirimizin kitaplarını ödünç alıyor sayılmayız :D

6) Evde kitap okumayı severim. Fakat kendimi çok kaptırdığım bir kitap olursa, her yerde okumaya çalışırım.

7) Birkaç klasik okuyup çok bilmişlik taslayan kişilerden nefret ederim. Kendisi bir kitap belirleyip "Bilmemneyi okumadıysan kendine kitap okuyorum deme" deyip insanları ezmeye çalışanlardan nefret ederim. "Madem amacın kitap okumak, git kütüphaneden al kitaplarını" diyenlerden nefret ederim. "Fantastik okuyacağına biraz gerçekçi kitaplar oku da okuduğun bir işe yarasın" diye boş boş konuşanlardan nefret ederim. Kısacası kitaba değer vermeyip değer veriyormuş gibi görünen ve değer verenleri ezenlerden nefret ederim.

8) Babamın teşvik etmesiyle kitap okumaya başlamıştım. Taksim & Taksim Yayınları'nın çıkardığı çocuk klasiklerini almıştı bana ve o kitaplardan biri, okuduğum ilk kitap olma özelliğine sahip :)

9) Beni ağlatan ilk kitap Pal Sokağı Çocukları'ydı. Harry Potter ve Melez Prens'i okuyana kadar beni ağlatan başka bir kitapla karşılaşmadım.

10) Hayatımda hiç korsan kitap almadım. Alanları eleştirmem fakat parasını çarçur edip korsana yönelenleri ciddi ciddi eleştiririm.

11) Polisiye türüyle Agatha Christie'nin Lahitteki Ceset kitabıyla tanıştım.

12) Beyaz perdeye uyarlanan bir kitabın her zaman kitabını tercih ederim.

13) Filmin 3D gibi sinema salonuna ait özellikleri varsa veya filmin büyük bir fanıysam, uzun zamandır çıkmasını bekliyorsam vs. filmi sinema salonunda izlerim.

14) 2 yıl öncesine kadar bu kadar çok dizi izlemezdim. Takip ettiğim belli başlı diziler vardı. Üniversitede hazırlığı yarım senede bitirince kalan 6 ayı dizi izleyerek geçirdim ve bolca kitap okudum. Blogumu da bu tatil zamanında açtım.

15) Kitaplarda olduğu gibi dizilerde de serileri bitirmeye çalışırım. Yarım bıraktığım seri sayısı kitaplarda daha azken dizilerde daha fazladır.

16) Vampir Günlükleri, hem dizisini hem de kitabını yarım bıraktığım tek seri.

17) Lestat, fanlığın dibine vurabileceğim tek vampir karakter.

18) Filmlerde altyazıyı tercih ederim. Bir filmi dublajlı izlemektense hiç izlemem.

19) İzlediğim ilk film fareli bir animasyondu. 9 yaşındayken, bir okul gezisi sayesinde izlemiştim.

20) Düzgün bir kitaplığım olmadığı için odamda boş bulduğum her yere kitaplarımı sıkıştırabilirim.

21) Dracula, favorilerimden olmasına rağmen bir daha okumayı düşünmediğim tek kitap. Kitabı okuduğum süre boyunca geceleri uyuyamamış, sürekli izlendiğim hissine kapılmıştım.

22) Daha önce izlediğim filmleri tekrar izlemeyi sevmem; ama Star Wars, Yüzüklerin Efendisi, Harry Potter gibi favorilerimi izlemeye doyamam.

23) Eskiden, ölüm yiyenlerin sahip olduğu karanlık işaret dövmesi yaptırmayı çok isterdim; birkaç yıl içinde fikrim değişmezse yaptırmayı da düşünüyorum.

24) İndirim ve kampanya olmadıkça mağazalardan kitap almıyorum. İnternetten sipariş vermeyi tercih ediyorum.

25) Sonu kötü/mutsuz ve şok edici bir şekilde biten kitaplara sinir olsam da aslında bu tarz sonları severim :D

post signature
Paylaş:

4 yorum:

  1. TMI bize iyi geldi fehocan bloggerlar olarak içimizi döküyoruz iyi oluyor oh mis *-*

    YanıtlaSil
  2. Çoook güzel olmuş :D Bir sürü maddeye katılıyorum valla :D

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel olmuş :D Ben de size özendim ve kendi blogumda aynı etkinliği düzenledim :)

    http://kitapsehrimiz.blogspot.com.tr/2014/07/too-much-information.html

    YanıtlaSil