, , , , , , , , ,

Yorum: George R.R. Martin - Kılıçların Fırtınası: Kısım II (A Song of Ice and Fire, #3 - Part 2)


Kitabın Adı: Kılıçların Fırtınası: Kısım II
Yazarı: George R.R. Martin
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Orijinal Adı: A Storm of Swords: Part II
Çeviri: Sibel Alaş
Basım Yılı: Mayıs 2012, 1. Baskı
Sayfa Sayısı: 608

İstemeden de olsa, dizisiyle eş zamanlı olarak okuduğum bir kitaptı. İkisini birlikte götürerek kitaptaki olaylar hala hafızamdayken dizisini izlemiş oldum. Ne yazık ki bu eylemin tek avantajı buydu. Dezavantajlarından biri bol bol spoiler yemek oldu elbette. Dizideki karakterler ve olayların bazılarının kitaptakiyle farklılaşması yüzünden kitap ile diziyi aynı anda götürünce birçok olayı birbirine karıştırmam kaçınılmaz oldu. Bu sebeple, bir daha kitap ile diziyi aynı anda götürmemek niyetindeyim. Hatta mümkünse kitapları, diziden önce bitirmeyi planlıyorum :)

Yorumuma geçmeden önce, serinin bir önceki kitabı olan Kılıçların Fırtınası: Kısım I'in yorumuna göz atmak isterseniz buraya, lütfen ^_^
Devamı spoiler içerir.

Kısım I ve Kısım II aynı kitabın iki cildi olduğu için, Kısım II'nin konusunu yazarak laf kalabalığı yapmak istemiyorum. Sadece, Kısım II'nin, Kısım I'in kaldığı yerden devam ettiğini belirteyim ve yorumuma geçeyim :)

Serinin bütün kitaplarında karakterlerin hissettiklerini ben de hissettim, hem de güçlü bir şekilde. Fakat bu kitapta bir olay vardı ki yüreğimi parçaladı, Martin'e demediğimi bırakmadım. Sanırsınız ki katledilen benim ailem, benim soyum, benim insanlarım. Martin'in, Starkları kendilerine hiç yakışmayan bir şekilde öldürmesini aşırı buldum. Tamam, burası Martin'in dünyası ve istediği her şeyi yapabileceğini zaten Ned Stark gibi bir adamı öldürerek kanıtladı. Fakat kendisi, bu şekilde sevilen karakterleri öldürmeye devam edip ipin ucunu kaçırırsa, şaka kaka olabilir ve böyle zengin bir kurguya sahip bu seri göklere çıkarıldığı gibi yerin altına da sokulabilir.

Yukarıdaki olay yüzünden yazara esip gürlemiştim. Fakat yazar geliyor, başka bir olay yazıp birçok okuyucunun gönlünü almayı başarıyor. Daha 130 sayfa önce yazara ateş püsküren ben, Joffrey'in ölümünü okuyunca az da olsa duruldum. Bir okuyucunun bir yazarı aynı anda hem sevip hem de ondan nefret edeceğine inanmazdım. Martin, sokakta bulunan yaralı bir kedi yavrusu gibi; eve alırsam annem kızacak, sokakta bırakmaya da gönlüm el vermiyor. Lanet olsun, Martin! Tamam sen yaz, ben her türlü okurum senin kitaplarını :D

Kısım II, Kısım I'e, hatta serinin diğer kitaplarına göre daha heyecanlıydı. Yazarın sürükleyici üslubu ve hazırladığı bazı sürpriz olaylar sayesinde tempo hiç düşmedi. Okumaktan sıkıldığım tek bir an bile olmadı.

Gerek şaşırtıcı sonuyla gerekse sürpriz gelişmeleriyle Kılıçların Fırtınası: Kısım II serideki favori kitabım oldu. Fakat bazen kitaptan başımı kaldırıp Martin'i biraz silkeleyesim ve kendine getiresim, sevilen karakterleri öldürmeye biraz ara vermesini söyleyesim geliyor ^_^

Kitaptan küçük bir alıntı:
Bir keresinde Kral Jaehaerys, deliliğin ve dehanın aynı sikkenin iki yüzü olduğunu söylemişti bana. Ne zaman bir Targaryen doğsa, demişti, tanrılar sikkeyi havaya atar ve bütün dünya sikkenin yere nasıl düşeceğini görmek için nefesini tutar.
-Sayfa 459



ARKA KAPAK


post signature
Paylaş:

2 yorum:

  1. Bende Kısım I var ve başlayıp başlayıp bıraktım şimdi öyle bir gaza geldim ki başlasam herhalde bir gecede bitirebilecek durumdayım ve diziyle kitapları bir anda okuyunca cidden kişinin kafası karışıyo dizi aynı yolda ilerlemiyor çoğu zaman malesef ki :(

    YanıtlaSil
  2. Kılıçların fırtınası serideki favori kitabım ama kargaların ziyafetinin ekler bölümünü okuduğum için-neden okuduğum hakkında hiçbir fikrim yok- ölümlerin nerede nasıl ve kim tarafından yapılacağını biliyordum tüm heyecanı kaçtı-_-

    YanıtlaSil